Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ocak '16

 
Kategori
Güncel
 

2015'te çok öldük ama bari insanlığımız ölmeseydi!

2015'te çok öldük ama bari insanlığımız ölmeseydi!
 

2015'te çok öldük ama bari insanlığımız ölmeseydi!


Koskocaman bir yılı geride bıraktık. Kişisel olarak mutlu bir yıl geçirdim. Ama sadece kişisel olarak! Çünkü milletçe 2015'te her gün yeni bir ölüme uyandık. O kadar çok ölüm oldu ki uyumaya korkar olduk. Uyumak demek, yeni bir ölüme uyanmak demek oldu âdeta. Öyle anlar oldu ki mutlu olmaktan utanır olduk!
Kimler ölmedi ki 2015'te? 
 
Ankaralı Namık, Erol Büyükburç, Kayahan, Müzeyyen Senar, Levent Kırca, Sümer Tilmaç, Zeki Alasya, Kenan Evren, Süleyman Demirel, Çetin Altan, Hasan Pulur, Yaşar Kemal, Oktay Sinanoğlu, Sinan Şamil Sam, Tahir Elçi... Ve daha nicesi...
 
Bu saydığım isimler aklıma gelenlerden sadece birkaçı. Normal şartlarda sadece bunlar bile 2015'in bizim için ne büyük kayıp olduğunu gösterir... Gerçekten birbirinden değerli sanatçılar-oyuncular, devrim yapan-devrime rağmen siyaset yapabilen siyasetçiler, her yazılarıyla âdeta toplumu inşa eden yazarlar, çığır üstüne çığır açan bilim adamları, şampiyon boksörler, karanlıkta âdeta mum gibi parlayan aydınlar... O kaçınılmaz yolculuğa çıktılar...
 
Yukarıda isimlerini saydığım insanlardan biri hariç, Tahir Elçi, hepsi olağan şekillerde öldü bildiğim kadarıyla. Kimi hastalıktan, kimi yaşlılıktan... Tahir Elçi ise olağan olmayan ama belki de beklediği şekilde kurşunla öldü, öldürüldü. Ve maalesef 2015'te bu şekilde ölen ne ilk kişiydi o ne de son! Hatta 2016'da da bu şekilde onlarca insanımızın öleceği maalesef gerçek!
 
Gerçekten 2015'te onlarca insanımızı teröre kurban verdik. Gün geçmiyordu ki bir şehit haberi gelmesin, bir annenin yahut babanın yürek yakan feryatları televizyonlardan evlerimize dolmasın... Elbette ateş düştüğü yeri yakıyordu ama evlatlarını kaybeden insanları izlerken çaresizce göz yaşıyla duaya sarılmak da kolay değildi...
 
Terör, öyle bir canavar ki sadece düşman bellediğinin değil sözde savunduğu insanların da canını yakıyordu, hâlâ da yakıyor. 2015'te de barış için başka yollar varken, şiddetin barış değil savaş getireceği çok iyi bilinmesine rağmen onlarca, yüzlerce insan şiddete sürüklendi.  Ölenlerin neredeyse hepsi bile bile ölüme yollandı... Ve maalesef her savaşta olduğu gibi ölen daha ziyade gençler ve çocuklar oldu!
 
Olağan olmayan şekillerle ölmek sadece terör marifetiyle olmuyor maalesef. Nitekim kimi zaman bizzat insanın eşi oluyor celladı. Bizde artık olağan sayılır oldu ama gözü dönmüş eşlerce bıçaklanmak, vurulmak, asılmak da hiç olağan değil oysa. Buna rağmen 2015'te onlarca kadınımızı da bu şekilde kaybettik. Tabii tecavüze uğrayan, sonra da öldürülen Özgecanların ölümleri de hiç ama hiç olağan değildi!
 
Öte yandan Suriye'den kaçıp sığındıkları ülkeden, Türkiye'den, kaçarken ölenler var... Hani Akdeniz'de şişme botlarının alabora olması sonucu ölenler... Hani şu boğulanlar, çocuklar... Aylan Kurdiler... Onların ölümü de hiç olağan değildi.
 
"Suriyeli olup da ülkemizde bir şekilde ölenleri" bizden saymayanlar var. Bu kafadakiler, yerine göre şehitleri bile bizden saymazlar. Ölen çocukmuş, kadınmış, gençmiş, insanmış... Hiçbir önemi yok onlar için! İşte bunları görünce... "2015'te" diyorum... "Çok öldük ama bari insanlığımız ölmeseydi!"
 
Toplam blog
: 103
: 409
Kayıt tarihi
: 10.09.10
 
 

Kısaca kendimi tanıtacak olursam "Evlat, eş, baba, öğretmen, yönetici, yazar ve tabii ki okur." y..