Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Prof. Dr. İbrahim Ortaş

http://blog.milliyet.com.tr/ibrahimortas

24 Kasım '11

 
Kategori
Eğitim
 

24 Kasım Öğretmenler Gününüz kutlu olsun

Doğrudan öğretmen olmasak da eğitim ve öğretim işi yapan akademik kadrolarında “24 Kasım Öğretmenler Günü Eğitimciler” için hayırlı olsun.

İçinde bulunduğumuz üniversite ve araştırma kurumlarının çalışma koşulları sanırım hiç bu kadar doğasından uzak olmamıştı. Bilimden, araştırmadan ve felsefi tartışma ortamından uzak, iktidar ilişkilerine kilitlenmiş güç ile birlikte hareket eden bir durumda hiç olunmamıştı üniversite ortamları. Üniversitelerin bilim yapmak için yeterli kaynak bulamadığı, üniversitenin fidanlıkları olan (taze kan) araştırma görevlilerinin sağlanamadığı ortamda bilim yapmak da artık sınırlanmış durumdadır. Son 30 yılda üniversite üst yönetimlerinin belirlenmesinin siyasete bu denli endekslendiği bir durum hiç yaşanmamıştı üniversiteler tarihinde. Bilemiyorum yarın üniversiteler tarihi yazıldığında bugünler için ne diyeceğiz. Son 30 yılda herhangi bir kademede görev yapmış sorumlular ne diyecekler. Toplumsal suç ortaklığı içinde hepimiz bundan sorumluyuz diye düşünüyorum.


Geleceğin yetişkin bireylerini yetiştirmek için görevlendirilen veya bu konuda çaba sarf ederek sorumluluk alan bizlerin arzuladığı ortamın çok da üniversite ortamına denk düşmediği aşikârdır. Öğrenme ve öğretme aşkının körelmeye yüz tuttuğu, bilim insanlarının yoksulluk sınırında ücret aldığı, ikinci öğretim ve ek ders gibi bilim insanlarının onurunu rencide eden durumların yaşandığı ortamda bilim coşkusunun olması çok beklenilmemektedir.
Aynı şekilde Milli Eğitime bağlı okullarda da yaşanan maddi sorunlar kadar uygun olmayan çalışma koşulları yetersiz öğretmen ve alt yapı nedeniyle eğitim arzulanan ölçüde yapılamamaktadır. Atanmayan binlerce öğretmen bir o kadar da öğretmen ihtiyacı tezatlığı eğitimin niteliğini düşürmektedir. Sınava endeksli ezberci eğitim yapısı ve dershane sektörü eğitimin içini boşaltmış durumdadır. Durumu iyi olan vatandaş çocuğunun geleceği olan üniversite eğitimi için kamu okullarından umudunu kesmiş ve sorumluluğu üstlenerek özel okullara ve dershanelere yönelmektedir. Bu şekilde üniversiteye gelen öğrenciler ne yazık ki üniversiteyi okuyacak kadar temel bilgiden yoksun bulunmaktadırlar. Sonuç olarak Türkiye eğitim konusunda ne yazık ki arzulanan yerde değil ve eğitimin bilimin sorunları günden güne artmaktadır.


Öneri olarak:
Ülkenin bir bilim politikası belirlenmeli ona uygun yeni bir Üniversiteler yasası üniversitelerin görüşleri doğrultusunda çıkarılmalı. Üniversite özerkliği mutlaka tam olarak sağlanmalı. Üniversitelerin kendi öğrencisini, personelini alabilme, maaşlarını düzenleye bilme yetkisine sahip olması sağlanmalıdır.
Üniversitelerde başarı liyakate dayalı olarak şekillenmeli. Üniversitelerde özeklik ile birlikte hesap verebilirlik mekanizması geliştirilmelidir.
Milli Gelirden (GSMH) kamu eğitimine ayrılan pay % 3’ten en az %5’e, kamu üniversitelerine ayrılan pay ise %1’den en az %2 düzeyine çıkarılmalıdır. Buna bağlı olarak; üniversitelerin ve Milli Eğitime bağlı okulların temel gereksinimlerini karşılamak için üniversite, bilim kuruluşlarına ve okullara genel bütçeden yeterli ödenek ayrılmalı. Üniversitelerin ekonomik özerkliği olmalı. Öğretim üyelerine mesleki durum ve ölçülebilir kriterler üzerinden maaş verilmelidir. Bugünkü performans, döner sermaye gibi temelden üniversitelilik bilincini tüketen uygulamalara son verilmeli. Bilim insanlarının geçim kaygısından uzak asıl işlevi olan araştırma ve eğitim faaliyetlerini iç huzur içinde yapabilecekleri bir ortam yaratılmalıdır. Üniversitelerin bütçeleri gereksinimleri kadar bilimsel başarılarına endekslenmeli ve hesap sorulabilirlik mekanizması sağlanmalıdır.


Bilim insanı, eğitimciler, üniversite çalışanları gelişmiş ülkelerdeki meslektaşları kadar gelir maaş almalı. Tüm eğitim ve bilim çalışanlarının taban maaşları, bütün vergilerden muaf tutulmalıdır.


Öğretmenlerimize meleklerine ve yaptıkları ulvi göreve uygun maaş verilmeli.
Eğitim ve bilim kurumlarında iş güvencesiz personel istihdamına son verilmeli, kadrolu istihdam politikası benimsenmelidir. Başarılı öğretim üyesi, personel ve öğrenci liyakat ölçüsünde ödüllendirilmelidir.
Mustafa KEMAL ATATÜRK öğretmeninin ve eğitimin önemini şöyle açıklıyor. “Milletleri kurtaranlar, yalnız ve ancak öğ retmenlerdir. Öğ retmenden, e ğiticiden yoksun bir millet, henüz millet namını almak istidadı nı keşfetmemiştir”.
Yeniden öğretmenler gününüzü kutlar, sevgi ve saygılarımı sunarım.


24 Kasım 2011, Perşembe, Adana

 

Prof. Dr. İbrahim ORTAŞ
Çukurova Üniversitesi iortas@cu.edu.tr

 
Toplam blog
: 190
: 1163
Kayıt tarihi
: 21.06.07
 
 

1985 yılında Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi’nde mezun oldum. 1986 yılında Şanlıurfa Köy Hiz..