26 Nisan 2011 den bu yana Milliyet Blog'da yazıyorum.

Bugün 24 Mayıs 2014. Bu Sabah oturdum ve düşündüm. Milliyet Blog'da ilk yazımı 26 Nisan 2011 de yazmışım. Dile kolay 3 yıldan fazla bir süre geçmiş. Bu sürede 497 yazı yazmışım çeşitli konularda. Yazı sayımın 500 olmasına az kalmış.

Üç yıl once ilk yazımı anımsıyorum. Yazış amacımı da. Kendimi tanıtma yazımdan anlaşılacağı gibi ben bir müzisyen annesiyim. Tam 24 yıl önce küçük kızımla zorlu ve uzun bir yolculuğa çıktık. O çok kabiliyetli minik bir kız, bense idealleri uğruna bir çok şeyden vazgeçebilecek bir kadın. Arkamda bana inanan bir eş ve bize Fransızcası ile destek olan büyük kızım olunca bu yolculuğa çıkmakta bir an bile tereddüt etmedim.

Önceleri bize kimse inanmadı. En yakın çevremiz bile 'siz mutlaka delisiniz.'dediler. Oysa biz doğru bildiğimizden bir an bile şaşmadık ve başarıya olan inancımızı bir an bile kaybetmedik.

Yıllar geçip de başarı  kendini göstermeye başlayınca önceleri bize deli diyen kişiler sormaya başladılar.'Nasıl keşfettiniz çocuğunuzun yeteneğini ve nasıl başardınız bunları.'diye.

Herkese tek tek yaşam ve başarı öykümüzü anlatmak zor gelince yazmaya karar  verdim. Hem bu şekilde anlatacaklarım havada kalmayıp kağıda dökülecekti.

İşte o zaman Milliyet Blog'la tanıştım. İlk yazımdan sonra, tam bir buçuk yıl sadece kızımın öyküsünü anlattım. Belki okurlarım sıkıldılar ama bir çok kişiye, özellikle müziğe başlayacak veya başlamış kişilere ve ebeveynlerine ışık tuttuğuma inanıyorum.

Tabii ilk yazılarım belli bir grubu ilgilendirdiği için okunma sayısı fazla olmadı. Daha sonraları başka konularda yazmaya başladım. O zaman anladım ki toplumda bana ters gelen, kavga ederek, konuşarak hiçbir yere gelemediğim konuları yazdığımda rahatlıyorum.

O günden sonra bunları yazmaya başladım. Bazen beğenmediğim bir televizyon programı, bazen bilimsel bir buluş, bazen özel bir gün yazılarımın konusu oldu.

Milliyet Blog'da yazmaya başladıktan bir yıl sonra başka bloglarda da yazabileceğimi düşündüm ve Radikal Blogda'da yazmaya başladım. Aynı sürelerde sadece müzik yolcuğumu anlattığım bir özel blogum'da oldu.

Bu arada Milliyet Blog ilk gözağrım olarak önemini hep muhafaza etti ve yazılarım devam etti.

Bir yıl kadar önceydi. Bir gün öykü yazmayı denemek istedim. İlk öyküm beğeni alınca Milliyet blog yazılarım arasına öykülerim de katıldı.

Öykülerimin beğeni alması beni bu konuda bir kitap çıkarabileceğim hayaline kaptırdı. Neden olmasındı. Zira Müzik yolculuğumuzun da kitap olması konusunda teklifler alıyordu.

Milliyet Blog'da öykülerimi ve diğer yazılarımı zevkle yazmaya devam ediyorum ve edeceğim.

Bize bu imkanı sağladığı için Milliyet Blogu çok seviyorum.