Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mart '12

 
Kategori
Siyaset
 

28 Şubat'ın -Erbakan sonrası- cazibesi

28 Şubat'ın -Erbakan sonrası- cazibesi
 

28 Şubat mevzusu bu yıl zirve yaptı. Mağdurları televizyon televizyon gezip neler yaşadıklarını anlatırken, 28 Şubat'ta emeği geçenler birbirine düştü. O süreçte Kalkancıyı, Fadime'yi, Aczimendileri programa alanlar, günah çıkartıp mağdur ettiklerine program yaptırdı, hatta belgeseller yapıp kendilerini  kötüledi.

İşin enteresan kısmı; bu sürecin en mağdur kişiliği olan, dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan hayattayken, en ince ayrıntıyı anlatıp herkesin ipliğini pazara çıkaracakken, yapılmayan programlar, bu canlı şahit Hakkın rahmetine kavuştuktan sonra birden şaha kalktı.

28 Şubat'ın yapılmasının perde arkasında rantı kesilenler vardı elbette. Bozulan silah anlaşmaları, Erbakan'ın dışa bağımlılığı minimuma indirme çabası, IMF'ye birden kafa tutup, ekonomiyi düzelme sürecine sokması, bunun akabinde özellikle düşen enflasyonla "paradan para kazanan" faiz sistemi sömürücülerinin rahatsızlığı işin iç yüzüydü.

"Paramız kesildi o yüzden iktidar değişsin" diyemeyecekleri için özellikle ülkemizde en saygın ve "korkulan" kurum olan silahlı kuvvetlerin laiklik-rejim damarlarına basıldı. Medya, sivil toplum kuruluşları, Üniversiteler hep birlikte "Haydi Askerim önden yürü" gazını verince özellikle Süleyman Demirel'in hamleleriyle işlem tamamlandı.

İşin en acı yanı merhum Erbakan'ın vefatından önce "Sana haksızlık etmişiz" diyebilme erdemini kimsenin gösterememiş  olması. Şimdi mağduru da, suçlusu da işin farkında ancak, Ülke için kaybedilen yılların, haksızlığa uğrayan insanların haklarının üzerinden çok sular aktı. Gene aynı şeyi yaptık ve önce mağdur edip sonra " Kusura bakmayın siz haklıymışsınız" dedik. 28 Şubat, 12 Eylül ve tüm diğer zulüm günleri gibi....

Bütün bu süreçlere bakarken aklıma birkaç soru takılıyor.

-28 Şubat'ın bir ayağı Erbakan diğeri ise Süleyman Demirel'di. Biri rahmetli oldu da diğeri niye kimsenin umurunda değil? Biri de bu zata mikrofon uzatıp bir kaç kelime ettirse ya. Belki yalanlarının arasında bazı  doğrular da çıkar.

-Bundan yıllar sonra, bu dönem içeri atılıp, -haklı ya da haksız- suçunun anlaşılabilmesi için yıllarca tutuklu kalan, ilk davasına bile bir kaç yıl sonra çıkarılıp, "savunmayı kısa tut" diye eli kolu bağlananlardan da özür dileyecek miyiz?

Eğer durum bundan ibaretse;  belki yollar yapıldı, bir dönemin mağdurlarının hakları verildi, herkes kuyruk beklemeden doktora gitti, uçakla yolculuklar kolaylaştı, fakir halka para verilip kömür dağıtıldı  ama güzel Ülkem yine at gözlüklerini çıkaramadı. Bir sonra ki dönem için iktidara gelecek mağdurlar yaratılıp, kısır döngümüz devam ettirildi. Geriye dönüp baksanıza hep öyle olmadı mı?

 
Toplam blog
: 164
: 672
Kayıt tarihi
: 21.10.10
 
 

İnşaat Mühendisiyim, olaylara anlık değil öncesi ve sonrasıyla bakmaya çaba gösteririm. Dağ havas..