Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ağustos '09

 
Kategori
Bayramlar
 

30 Ağustos Zafer Bayramı

30 Ağustos Zafer Bayramı
 

alıntı


Bugün 30 Ağustos.. Kurtuluş Savaşı’na zafer tacını giydiren Büyük Saldırı'nın yıldönümü. 19 Mayıs 1919’da “tam bağımsızlık” ve “kayıtsız koşulsuz ulusal egemenliğe dayalı devlet kurma” düşüncesiyle Samsun’a çıkanlar, uzun savaşlar sonucu yorgun ve bitkin düşmüş bir ulusun başkaldırışını örgütleyip 20. yüzyılın ilk ulusal kurtuluş savaşını bugün zaferle sonuçlandırmıştır. Tarih, 30 Ağustos 1922’ydi. Ulusal Kurtuluş Savaşımızın önderi Mustafa Kemal (Atatürk), “Hiç bir zafer amaç değildir. Zafer, ancak kendisinden daha büyük olan amacı elde etmek için gereken en belli başlı araçtır. Zafer, bir düşüncenin elde edilmesine hizmeti oranında değer ifade eder. Yoksa başlı başına bir zafer, boşa gitmiş bir çaba olur.” Demişti 16 Eylül 1921’de.

30 Ağustos 1922’de büyük bir zafer kazandık. Bu zafer, bir düşüncenin, tam bağımsız ve kayıtsız koşulsuz ulusal egemenliğe dayanan bir Türkiye tasarımını gerçeklşetirmenin önünü açan en etkili ulusal olaydır. İki yıl gibi kısa bir sürede Yunan işgal ordusu kadar bir orduyu kurmak ve organize etmek ancak bağımsızlığı için savaşarak ölmeyi kendine kimlik edinmiş bir kültürün ürünüdür. Gençleri ve erkekleri kırılmış, perişan bir toplum; daha millet bile olamamış, hepsi 10 milyon kadar; üstte başta yok; ancak ruhlarını bağımsız vatan aşkıyla tutuşturmuş insanların birleşik güçleri böylesi zaferler elde edebilirler. Başta ulusal önderimiz Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Ulusal Kurtuluş Savaşımızın isimli-isimsiz bütün kahramanlarını sevgi, saygı ve şükranla anıyorum.

Bu gurur verici kurtuluş zaferi sırf Yunan Orduları'na karşı kazanılmış değildir. Bu zafer aslında dünyayı bölüşme hayaliyle güç birliği yapmış olan emperyalist ülkelere karşı kazanılmıştır. Hindistan Müslüman Birliği ve Pakistan bağımsızlık mücadelesinin önderi; Pakistan'ın kurucusu ve ilk devlet başkanı Muhammed Ali Cinnah bu zafer sonrası Londra'da bir basın toplantısında şöyle konuşur: "Bu zafer ile Osmanlı İmparatorluğu'nun cenazesini kaldırmak üzere hazırlanmış olan tabut Emperyalist Ülkeler Birliği'nin kafasında parçalanmıştır." –(bilgi alıntısı “Alev Alatlı ile Hadi Baştan Alalım” TRT2, 2009)

Türkiye Cumhuriyeti bir ulusal kurtuluş savaşının sonucudur. Ulusun son umutlarını örgütleyerek gece-gündüz arkadaşlarıyla birlikte çalışan ve bu savaşın kazanılmasına önderlik eden Mustafa Kemal (Atatürk), “yurtta barış, dünyada barış” diyen bir barış savaşçısıydı aslında. Tam bağımsız ve kayıtsız koşulsuz ulusal egemenliğe dayanan bir Türkiye... "Yurtta barış, dünyada barış..." Zalim ve mazlum kelimelerinin kalktığı insana yakışan bir dünya... Ey vatan dostları; bundan azına razı olmamız mümkün değildir! 30 Ağustos Zafer Bayramı hepimize kutlu olsun.

(girişteki bilgi paragrafı ve son dilek sözleri, Darüşşafakalı Orhan Yalçın Gültekin'in bir iletisinden yararlanarak düzenlenmiştir. Kendisine teşekkürlerimi sunarım).... Muharrem Soyek

BÜYÜK TAARRUZ

Dağlarda tek tek ateşler yanıyordu

Ve yıldızlar öyle ışıltılı öyle ferahtılar ki

Şayak kalpaklı adam

Nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden

Güzel, rahat günlere inanıyordu ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında

Birden bire beş adım sağında onu gördü.

Paşalar onun arkasındaydılar.

O, saati sordu.

Paşalar "üç" dediler.

Sarışın bir kurda benziyordu.

Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.

Yürüdü uçurumun kenarına kadar,

Eğildi durdu, bıraksalar

İnce uzun bacakları üstünde yaylanarak

Ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak

Kocatepe'den Afyon Ovası'na atlayacaktı.

Nazım Hikmet Ran

***

2001 yılından bir anı:
 
Dün, 30 Ağustos gecesi Kurtuluş Filmi’ni seyrettim.
 
Böyle bir geçmişin ‘torunu’ olmaktan gurur duydum. Boş boş oturdukları yerden tespih çekerek, kadeh tokuşturarak, Türkiye’nin bugünlerinden şikâyet edenler ve “Bu millet cahil illeti; mümkünü yok adam olmaz” diye ahkâm kesenler o günlerde de aynen varmış. Fırsatçı din ve milli duygu tacirleri de aynen varmış. Ancak bu vatan için canını, malını hatta ruhunu ortaya koyan, özgürlük ve haysiyetini hiçbir şeyle değişmeyen yorgun yoksul ama kocaman yürekli güzel insanlar kazandı... Sıra bizde... Geç kalmadan daha çok öğrenmeli, daha çok çalışmalı, daha çok üretmeliyiz. Atatürk Kurtuluş Savaşı sırasında bile eğitim-öğretime boşuna o kadar önem vermiyordu; Cumhuriyeti, beyni genç ve üretken olan, geçmişin asil ve özgür ruhunu duyumsayan ve geleceğini insanlaştırmayı kendine zorlu bir mutluluk yolculuğu edinen yürekli insanlar yaşatacak ve geliştirecek...
 
Muharrem Soyek
 
Toplam blog
: 363
: 1765
Kayıt tarihi
: 04.08.08
 
 

Parasız yatılı Darüşşafaka Özel Lisesi'nde iki yılı hazırlık sınıfı olmak üzere yedi buçuk yıl ok..