Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ocak '11

 
Kategori
Öğretmenler Günü
 

35 Yıl sonra öğretmenler günü - I

35 Yıl sonra öğretmenler günü - I
 

Bandırma Vecihibey İlkokulu 1974 Yılı...


İlkokul arkadaşlarımla, yıllar sonra öğretmenler gününde, ilkokul öğretmenimizle buluşmak gibi büyük bir hayalim vardı. Aradan 35 yıl geçmişti. Birçok arkadaşımın nerede olduğunu bilmiyordum. Ancak birkaçı ile haberleşebiliyorduk. Acaba kaç kişiyle buluşabilecektik, kaç kişi gelecekti? Kaç kişi bu hayale ortak olacaktı? Ve daha da önemlisi ilkokul öğretmenimiz Ziya Denizalp'e bunu bir süpriz olarak yapabilecek miydik? 

Sosyal paylaşım sitesi sayesinde birkaç arkadaşımızla görüşüyorduk. Arkadaşlarımızın büyük bir kısmı İstanbul'da idi. İzmir'den, Ankara'dan, Mersin'den, Antalya'dan, Sivas'tan, Gaziantep'ten arkadaşlarımıza ulaştık. Bazıları gelemeyeceklerini bildirdi, bazıları ise geleceğim dedikleri halde gelemediler. Ancak önemli olan toplanmaya karar vermekmiş. 

Şaşırtıcı olan şuydu ki, son gün telefonlarını bulduğumuz arkadaşların yardımıyla, gelemeyecekleri halde diğer arkadaşlara ulaşmaya çalışanlar sayesinde bir çok arkadaşa ulaştık. Herkese haber vermek elbette ki mümkün olmadı ama sonuçta bir takım çalışması ile 20 kişiye toplanacağımızı bildirebilmiştik. 

Açıkçası program herkesi heyecanlandırmıştı. Kısaca bir plan yaparak günler öncesinden ayarlamalara giriştik. Bandırma Vecihibey İlkokulu'nda şimdiki okul müdürümüz Hüseyin Meto ile görüştük. 24 Kasım Çarşamba gününe geldiği için cumartesi okulda toplanmamızın mümkün olup olmadığını sorduk. 

"Memnuniyetle" yanıtı ile daha detaylı bir çalışma içine girdik. Öğretmenimizin eşi Nazmiye Hanım ve kızı Emel Hanım ile işbirliği yapıp planımızı sadece onlarla paylaştık. Öğretmenimizi habersizce okula getirme görevini onlara verdik. 

Gülden, Leyla ve Canan İzmir'den geliyordu. Birkaç gün öncesinden haberleşerek trenle birlikte yola çıktılar. İstanbul'dan gelecekler ise sabahın erken saatlerinde çıkan fırtınanın azizliğine uğradılar. Gülay taksi-dolmuş ile hemen atlayıp karadan Bandırma'ya yola çıkmış. Duygu ve Soley ise öğlen hava açılıp gelebiliriz diye beklediler ama ne yazık ki bir kişi dışında İstanbul'dan gelmek kimseye nasip olmadı. 

Mersin'den Emel arkadaşımız bu toplantı için 15 saatlik yolu göze aldı. Ben de Kocaeli'den sabah otobüse binerek Bandırma'nın yolunu tuttum. Bir gün önceden bulduğumuz arkadaşımız Sibel ise Konya'da olduğu için gelemeyecekti. Ancak Bandırma'da bulunan iki arkadaşımıza buluşma günü olan Cumartesi günü ulaşmamızı sağladı; Nermin ve Necla ile onun sayesinde buluştuk. 

O gün sadece hava muhalefeti yoktu, İzmir treni de gecikmişti. Herkesin saat 15:30 da okulda olması biraz zordu. Çünkü gecikme okuldaki programımızı sıkıntıya sokacaktı. Ancak 35 yıllık bir hasret ile sanırım şansımız yine de yaver gitti. Okul müdürümüz ve öğretmenimizin eşi Nazmiye Hanım ile telefonlaşarak öğretmenimiz Ziya Bey ile tam saatinde okulda buluştuk. 

İlk dakikalar hepimiz için çok duygusal anlardı. Sanki 1-2 yıl önce ayrılmışız gibi birlikte kucaklaştık. Bir saat kadar sınıfta ilkokul öğretmenimizi dinledik, resimler çekildik. Gelemeyen arkadaşlarımızdan Gökhan Antalya'dan, Gamze ise İstanbul'dan telefonla bizi aradılar. Sınıftan ayrılmadan önce hazırladığımız plaketi öğretmenimize verdik. Plaketin üstünde şunlar yazılıydı; "Sayın Ziya Denizalp, Verdiğiniz bilgi, gösterdiğiniz sabır ve sevgi için 35 yıl sonra size şükranlarımızı sunuyoruz. Vecihibey İlkokulu 1970-75 Yılı 5-A Sınıfı Öğrencileri". 

Ardından yavaş yavaş Bandırma'yı gezerek sahildeki lokale doğru yola koyulduk. Her bir adımda çocukluğumuzla ilgili anılar aklımıza geliyordu. Bazılarını hatırlayamasak da hatırladıklarımız sanki daha fazlaydı. Orkun Kitapçısı, Yeni Ozar Sineması, sahildeki gazinolar, şehir kulübü, o zamanki Bandırma Ortaokulu ile ilgili anılarımızı birbirine anlatma yarışına girmiştik. 

Sahilde 40 yıllık bir kahve içtik öğretmenimizden... Hepimizin yüzünde güller açıyordu. Hatta benim sürekli gülümsemekten yanaklarım ağrımaya başlamıştı. Şu satırları yazarken hatırladıklarımla yine yanaklarımda aynı duyguyu hissediyordum. 

Cumartesi akşamı güzel bir otelde akşam yemeğinde birlikte olduk. Eski resimlerimize bakarak hatıralarımızı bir bir döktük. 35-40 Yıllık anılarımızla kah güldük, kah hüzünlendik. Bu arada ilk üç yıl bizi okutan öğretmenimiz İsmail Kayalı'yı rahmetle andık. Onun da hayatımızda çok büyük yeri vardı. 4-5 Yıl önce vefat ettiğini öğrendiğimde çok üzülmüştüm, Allah rahmet eylesin. 

Gece yemekten sonra hava çok güzeldi. Öğretmenimizi yolcu ettikten sonra sahildeki dalgakırana doğru yürüdük. Hava başlangıçta her ne kadar azizliğini yaptıysa da sonrasında bizi görüp yumuşamıştı. Çocukluğumuzda çok uzun gelen dalgakıran yolunu hiç bu kadar keyifle gezdiğimizi hatırlamıyorum. 

Otele döndükten sonra mutlu ve mesut bir şekilde odalarımıza çekildik. Ben tek kaldığım için konuşacak kimse yoktu ama kızlar birlikte kaldıkları için gece yarısı kaçta yattıklarını bilemiyorum. 

(Devam edecek) 

 
Toplam blog
: 64
: 968
Kayıt tarihi
: 28.10.07
 
 

Mülkiye İşletme mezunuyum ve aynı zamanda Sakarya Üniversitesi Maliye Bömlümünde doktora öğrencis..