Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Şubat '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

40’lı yaşlarda kadın olmak…

40’lı yaşlarda kadın olmak…
 

Dün okulda Müdür Bey’in odasında oturuyorduk. Benden 6–7 yaş küçük zümre arkadaşım sinirden titriyor, müdürümüzü ayırımcılık yapmakla suçluyor, adeta beni kıskandığını dile getiriyordu. Onun yaşlarındayken bu başıma gelseydi, herhalde çok sinirlenirdim. Henüz okula geleli 2 yıl olmamış birinin, bu okulda 8 yıl geçiren bir öğretmeni kıskanması ne demek? O an gözüme ufacık bir çocuk gibi göründü. Gülmek istedim ama gülmedim. Gayet sakindim. Dışarıya çıkınca, “Ne kadar alınganmışsın, ama boşuna” dedim. Yarattığı ortam ve idareye verdiği izlenim puanlarını daha da düşürmüştü, ama o, bunun farkında değildi.

Bir kadın için 40 yaş tam bir dönüm noktası adeta. Hayat mücadelesi maddi anlamda büyük ölçüde çözülmüş, çocuklar büyümüş, ailedeki kişiler daha da yaşlanmış. 40 yaşında her şeye isyan etmeyi bırakıyor insan. Başkalarını değil, kendini sorumlu görmeyi öğreniyor. Tıpkı güneş altında olgunlaşıp, başını bir tarafa eğen buğday başağı gibi, hayatın karşısında eğiliyor. Durumları ve insanları olgunlukla kabul edebiliyor. Edemedikleriyle ilişkisini çok rahat bitirebiliyor. Kişisel kaygılardan uzak, kendinden emin.

En önemlisi hayır demeyi öğreniyor. Kalan zamanın azaldığının farkında, kendini mutlu edecek ortamlar ve insanları seçmeye başlıyor. Zorunluluklardan uzaklaşıyor. “Neden böyle yaptı?” acaba diye düşünmüyor. “Herkes istediğini yapabilir“diye düşünüyor.

40’lı yaşlarda kadın, kayıpları da yaşamış olarak, kalanlara daha bir değer veriyor. Maddiyattan uzak, kendini mutlu etmeyi biliyor. Endişeleri kendinden çok, gelecek kuşaklar için oluyor. Artık fazla gelecek planları yapmıyor, emekli olunca hayalleri kurmuyor. 40 yaş, günü yaşamayı öğretiyor belki de.

Eşinden, dostundan beklentileri kalmıyor. Karşılıksız vermeyi öğreniyor. Karşılık bekleyenleri fark edince de hemen uzaklaşmasını biliyor. Duygularını daha çok içinde yaşıyor, ulu orta ağlamıyor, sinir nöbetleri geçirmiyor. Olaylara, insanlara kendini kaptırmıyor, daha biraz üstten, bütün olarak bakmayı öğreniyor. Benim dediğim, düşündüğüm doğru demiyor, karşı tarafın da haklı olabileceğini düşünüyor. Daha hoşgörülü, daha yumuşak oluyor.

Aynada gördüğü çizgilerden kimseye bahsetmiyor, endişeleniyor, saçlardaki beyazların artması, eskisi gibi rahat kilo verememek, çabuk yorulmak, ona yaşlanmaya başlandığını hissettiriyor. Ancak o hep bunları espri konusu yapıyor. İçten içe yaşlanmaktan korksa da kimseye söylemiyor. Sağlıklı olmak en büyük şükür nedeni sayılıyor artık. Sağlıklı olduktan sonra her şeyin halledilebileceğine inanıyor.

40’lı yaşlarda kadın, çok iyi dost, arkadaş, sevgili, eş oluyor. Çünkü kaprislerden arınmış, ne istediğini biliyor. Kendi güzelliğinin ve değerinin farkında, hiç kimseden bunları duymayı beklemiyor.

40’lı yaşları bu kadar seveceğimi bilmiyordum. Yaşamımın en sakin günlerini geçiriyorum ve yaşımı da, kendimi de seviyorum. Tıpkı insanları, hayvanları, doğayı, ülkemi, dünyayı sevdiğim gibi…

 
Toplam blog
: 111
: 5210
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

1997 yılında öğretmenliğe başlamış bir mühendisim. Bir oğlum var. Çocukları ve yaşamı seviyorum. ..