Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

17 Ekim '11

 
Kategori
Siyaset
 

42 Yıl sonra

27 Mayıs 1960 Askeri İhtilâlı’ndan sonra idareyi eline alan Milli Birlik Komitesi, bir sene sonra 6 Ocak 1961’de kurulan Temsilciler Meclisi’nin yeni anayasa çalışmasına başlaması ile belki de istemeden yavaş yavaş sivil bir idarenin tuğlalarını örüyordu.

Bu aslında sekteye uğrayan sosyal ve demokratik nizamın yeniden inşası bakımından fevkalade bir gelişmeydi. Kaldı ki daha sonra gelen hükümetler tarafından işçiler lehine yapılan sosyal düzenlemelerin önünü açan da var olan bu anayasanın sosyalliği ilkesinin güçlülüğü idi.

Asıl mevzua temas edersek;1961 Anayasası’nın sosyal bakımdan olduğu kadar, siyasi manada da demokratik bir sistem getirmesi, Türk Demokrasisi bakımından fevkalade mühim gelişmeydi.

Nitekim yine diğer partiler gibi ihtilal sonrası kabul edilen 1961 Anayasası ile birlikte kurulan Türkiye İşçi Partisi de var olan anayasal nizamın getirdiği Milli Bakiye Sistemi ile 10 Ekim 1965 Seçimleri’nde meclise girmiş,%2,97(276 101 oy) oyun kazandırdığı on beş mebus ile Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsil hakkı kazanmıştır. Oysa Doğru Yol Partisi, 3 Kasım 2002 Seçimleri’nde baraj altında kaldığında %9,54(3000 000 oya tekabül ediyor), Milliyetçi Hareket Partisi %8,35(2 500 000 oya tekabül ediyor) oy almıştı. Bu da temsilde var olan “Adalet”imizin geçen zaman zarfında ne kadar “Adalet”li bir yapıya oturduğunu da bizlere gösteriyor.

Var olan durum, günümüzde ki var olan seçim sistemi ile mukayese edildiğinde demokratik seçim bakımından ne kadar ileriye gittiğimiz sualine de Hamd Olsun! Yanıt veriyor. Maalesef,7 Kasımda ilan edilen 1982 Anayasası’nın getirdiği %10 Barajı, toplumun diğer küçük gruplarını dışlayıcı bir tesir yapmış, temsilde adalet ilkesini dolayısıyla demokrasimizi zaafa uğratmıştır.

Bu ise farklı seslerin farklı fikirlerini kamuoyuna dillendirmesini engellemiş, toplumla var olan bağlarını koparmıştır.

Oysa Demokrasi, farklı fikirlerinde kendisini özgürce ifade edebilmesinin bir başka yöntemidir.

İşte bundan dolayıdır ki; Barış ve Demokrasi Partisi’nin bünyesindeki sosyalist gruplar ile meclise girmesi, kırk iki yıl aradan sonra Türkiye’nin parlamenter sisteminin demokratikleşmesi, bu itibarla çok sesli ve renkli bir meclisin teşekkül etmesi açısından büyük bir şanstır.

Türkiye’nin bu şansını iyi kullanması ve var olan bu kesimi de ötekileştirmeden bir arada organize olması, hem demokratik bir Anayasa’nın yolunu açacak, hem de 1984’ten beri var olan gergin ortamında yumuşamasına katkı sağlayacaktır.

12 Haziran Seçimleri ile meclise 36 milletvekili sokan Barış ve Demokrasi Partisi’nin bu ay içinde kurulacak çatı partisi ile birlikte hareket etmesiyle 42 yıl sonra bir sosyalist parti Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsil edilecek.

Malum vaziyet demokrasimizin 42 yıl sonra geldiği mesafenin kalitesiyle birlikte gidilecek yolda kaldırılması gereken %10 Baraj ve dokunulmazlıklar gibi daha birçok bariyerin olduğunu maalesef bizlere gösteriyor.

Demokrasi Yolu’nun var olan bariyerlerinden kurtulması dileğiyle… İNŞAALLAH!

 

 

 

  

 

  

 
Toplam blog
: 204
: 673
Kayıt tarihi
: 07.02.08
 
 

Adım Harun ÖZYURT. 11 Şubat 1983 günü Almanya'nın Frankfurt şehrinde doğdum. 1986'da Türkiye'ye dönd..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara