5. Dünya Su Formu

“ Su Gibi Barış Ol / Sen suya dokunan çocuk, / Su gibi / Hep saf ol. / Güneşi al yüreğine koy, / Isıt yurdunu / Özgürlük ol. / Akdeniz’den, / Ege’ye, / Al mavi sularını, / Dokun barışa, / Su gibi barış ol, / Dünyaya, insanlığa.”
-Şirin Zaferyıldızı

16-22 Mart tarihlerinde İstanbul Sütlüce Kongre ve Kültür Merkezi, Feshane ve İgdaş yerleşkesinde 5. Dünya Su Forumu kapsamındaki açılışa devletimizin üst düzey yetkileri ve ilgili kamu görevlileri katıldılar.

Uygun konuşmalar ve sunumlar yapıldı. ‘su’ ile ilgili en kapsamlı uluslararası organizasyon olan ve dünyanın en büyük kongresi özelliğini taşıyan 5. Dünya Su Forumu, Haliç’te gerçekleştirildi. Yeni yapılan görkemli Sütlüce Kongre ve Kültür Merkezi ile Feshane, yapımı tamamlanan bir köprü ile birleştirilerek dünya insanlarının şifreli ve önlemli geçişleri sağlandı.

Kongre Merkezi’ndeki salonlarda “Su için farklıkların birleştirilmesi” ana teması işlendi. Konuşmalar yapıldı, sunumlar gerçekleştirildi. Bu gerçek çevresinde dünyanın hemen her ülkesinden siyah, beyaz, sarışın ve esmer olan çağrılı binlerce insan, Haliç suyunun çevresinde bir araya geldi. Araçlarla otellerinden alınıp bırakıldı.

5.Dünya Su Forumu Genel Sekreteri Prof. Dr. Oktay Tabasaran, emeği geçen adlardan birisidir. Hatta Tabasaran: “Biz suyun başkenti olan İstanbul’da gerçekleştireceğimiz 5. Dünya Su Forumu’nun ardından artık sudan bahsederken ‘ İstanbul’dan önce ve İstanbul’dan sonra ’ dedirtmek istiyoruz.” sözcükleriyle özgün düşüncelerini ortaladılar. Ülkelerinden kalkıp gelen insanlar fuar alanlarındaki standlarda yerel ürünlerini sergilediler.

*“Su yaşamdır.” sözünden devinimle suyun her canlının yaşamında önemli bir yeri olduğu apayrı bir gerçektir. Su, tüm kirlilikleri temizler! Metin Altok: “ Su ol da ak, / akla beni.” sözcükleriyle kısa ve öz söylemiş. Ne de güzel demiş değil mi?...Su, yaşam kaynağıdır. Dünyanın 3/4'ü, vücudumuzun % 80'i sudur.

Su, geleceğimiz demektir. Onun için su ticarileştirilemez. Ne ki küresel güçler, su üzerinde yeni sömürü ve egemenlik alanı yaratmaya ve dünyayı suyun piyasalaştırılması gerektiğine inandırmaya çalışmaktadırlar. Bu hileli bir çabadır. Kimi kuruluşlar, sosyal ve ekonomik gerekçelerle asıl niyetlerini örtmektedirler. Paraya hakim olanlar - tüm maddiyata önem verenler örneği - insanlığın elinden suyunu da alma çabasındalar. Suyun ticarileştirilmesi, kapitalizmin insanlığa karşı işleyeceği son cinayet olarak görünmektedir. Yoksulun elinden suyunu da aldıktan sonra onların yaşama tutunmaları için neleri kalacak ki!...

Bir başka gerçek ve hak, içilebilir suya her durumda ulaşmak herkes için haktır. Bugünkü kuşak için de gelecek kuşak için de bu böyledir. Suyu iyi kullanmak, değerlendirmek ve korumak tüm bireylerin ya da insanlığın birincil görevi olmalıdır.

Suyun güzelliklerini dizelerde yansıtmak gerekir. İşte konumuzla ilgili ve özgün bir Tevfik Fikret şiiri :

Bir içim su

Güzel çoban, bir içim, bir yudum su testinden
Bugün sıcak yine pek, sanki ortalık yanıyor.

Güzel çocuk senin olsun hayatım istersen
Niçin gözüm sana baktıkça böyle yaşlanıyor?

Güzel çoban, ne kadar tatlı söylüyorsun sen
Yalan da olsa içim doğru söyledin sanıyor.

Güzel çocuk, bana bak, aldatır mıyım seni ben?
İçin bu yaşları boş anlıyorsa aldanıyor!

Güzel çoban, bir içim, bir yudum su testinden
Bugün sıcak yine pek, sanki her yanım yanıyor!

*

Muhsin DURUCAN