- Kategori
- Okullar
Köy Enstitüleri ve gerçekler
Yurdumuzda köy enstitüleri
“Bir ulusun gerçek kurtuluşu, eğitim alanında kazanılan zaferlerle olanaklıdır." -K. Atatürk
Her şeyin başının eğitim olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Hatta her şeyin başı sağlık değil, her şeyin başı eğitimdir de denebilir.
Hayat, sürekli bir savaşımdır. Bu savaşımda her zaman düşünce ön plana alınmalıdır. Bu alanda Descartes : “Düşünüyorum, o halde varım.” dememiş miydi! Eğitimin asıl amacı, doğru olan düşünmeyi öğretmektir.
*
17 Nisan 1940 gün ve 3803 sayılı yasayla kurulan 21 köy enstitüsü, köy öğretmeni ve köye yarayan meslek erbabı yetiştirmek eereğiyle kurulmuştur.
Dünde kalan köy Enstitüleri, ülkenin her yanında meyvelerini vermiş ve yurt genelinde idealist yaklaşımla da aşılamayan eğitim eşitsizliği kapanır olmuştur. Ne ki dünyaya model bir sistemin geliştirilmesi hayretle karşılanmıştır.
Enstitülerde köy öğretmenleri, öğretmenlik bilgilerine koşut, bir sanatı ve teknik çiftçiliği de öğrenmiş olarak yetiştiriliyordu. Eğitim programının yüzde 50’si kültür, yüzde 25’i tarım ve kalan yüzde 25’i ise teknik konuları içeriyordu. Sağlık memurları da bir süre bu kurumlarda yetişmişlerdir. Enstitülüler; yoksulluğu ve bilgisizliği yok etmek amaçlı, köyden geldikleri için köye dönüyorlardı.
Yazınsal ürünlerinde köy sorunlarını işleyen yazarlar; sosyal, kültürel ve siyasal etkinlikler göstererek köy insanının dünyası için önemli oranda bilinç yaratmışlardır. O bilinç ışığında kimi gerçekler de ortaya çıkmıştır: "Köy Enstitüleri sisteminin eğitimimize en büyük katkısı, o güne kadar yalnızca eğitim kitaplarında görülen, fakat geleneksel eğitimin etkisiyle, okula ve sınıflara giremeyen eğitim ilke ve yöntemlerini, doğanın içinde hayata geçirmek olmuştur. Bunların somut birer örneğini vermiştir. Buralarda binlerce öğretmen adayı, bunları bizzat yaşayarak öğrenmişler ve gittikleri okullara da bunları taşımışlardır."
*
Tırmanan iç göç dalgasının önünde durulamıyor. Aynı zamanda sonuçları 40–50 yılda görülecek tarımsal alanda ortaya çıkan olumsuz görüntü oldukça nettir. Aydınlanma adına verilen modern çağa uygun akıl ve yaklaşımların da önü bu şekilde kesildi.
Köy enstitülerinin kapatılması nedeniyle iş üretimi durdu. Bununla birlikte işsizlik tabandan tavana doğru yükselişe geçti. Tarlalar boş bırakıldı. Köylerden kentlere iş bulma hevesiyle yola çıkanlar bugün en büyük sorunları oluşturan iç göç olgusunun temellerini attı. Büyük kentlerde varoşlar ortaya çıktı. Bu olumsuzluğu, artık köy enstitüleri bile gideremez. Bilmem ki varoşlarda kurulacak kent enstitüleri nasıl olur?
Ünlü filizof John Dewey: “Eğitim, insan yaşamının bir parçası değil tümüdür.” derken, önemli gerçeği vurgulamaktadır.
*
Muhsin DURUCAN