7,7 Şiddetinde

Uzunca zamandan beri ilim adamları Türkiye’de olası bir depremden söz ediyorlardı. Bu depremin muhtemel büyüklüğü de 7 noktanın üzerinde gerçekleşecekti.

Özellikle “Marmara fayı” ya da “Zonu” -her neyse, bizim bilgi ve ilgi alanımızda olmadığından yanlış da söyleyebilirim- olacak olan bu muhtemel deprem sonrasında büyük bir yıkım meydana gelecek.

Çünkü yıllardan beri uygulanan denetimsiz yanlış ve hatalı yapılanma sonucunda sağlıksız yapılan binalar üzerimize çökecek ve binlerle ifade edilen ölümlerle karşılaşacağız.

İlim adamları hep şöyle söylüyorlar: Deprem öldürmez, bilgisizlik öldürür…

Bilgiyi verecekler bilim adamları…

Uygulayacak olanlar, siyasetçiler ve kamu görevlileri…

Uyacaklar ise elbette ki bizler, yani millet, vatandaş…

Şimdi iki elimiz böğrümüzde, ne zaman ve hangi saatte meydana geleceğiniz bilmediğimiz olası, daha doğrusu olacak olan depremi bekliyoruz…

Beklerken…

Başka bir yerde, başka bir deprem oldu. Hem de 7, 7 şiddetinde…

Bu depremin bir başka özelliği, geleceğinin belli olmasıydı. Ama ne zaman nerede ve hangi saatte olacağının belli olması idi. Yoksa Marmara’da da bir depremin olacağını hepimiz biliyoruz.

Merkez üssü, zamanı ve hatta saatli belli olan bu deprem öncesi, gerekli önlemler de alındı. İlgililer “O merkez üssüne hatta yakınına bile gitmeyin ha…” dediler. Daha da ilerisi “Gitmeyin, aynı zamanda orada ‘darbeciler’ de var, ayakaltında kalabilirsiniz” dediler. Yani, kendi düşüncelerine göre gereken tüm önlemleri kendi açılarından aldılar.

Hatta…

Öyle önlemler aldılar ki, depremin merkez üssü ve civarına doğru bütün yollara, üst geçitlere, bilbordlara uyarıcı ilanlar, pankartlar astırdılar.

Ama…

Biz millet olarak “Temaşaya” çok meraklı olduğumuz için, inadına depremin merkez üssüne gittik. Öyle ki Bakalım n’olacak” diye gelenlerin sayısı, olacak depremin şiddetine bile etki etti. Milyonlar ile sayılacak insanlar, bu kadar önlemlere rağmen 7 den 70 ine kadar deprem merkez üssüne dolunca, belki daha hafif geçiştirecek depremin şiddeti, katılanların da niteliğini belli edercesine 7, 7 olarak kayda geçti. Depremi millet bizzat kendi yarattı…

Siyasi iradenin ve “Deprem merkez üssü”nün bağlı olduğu yerel yönetimin pankartlı, bilbordulu uyarılarına rağmen gerçekleşen bu deprem, her hangi bir can ve mal kaybına yol açmadığı için “seyirlik” niteliği daha muhteşem oldu…

Bir damla bile kan akmamasına rağmen, “Merkez üssü” ve civarının rengi, rengini asil kanımızdan alan bayrağımızın rengi gibi kıpkırmızıydı.

Ama bir şey olduğu, bir yerlere zarar verdiği kesin olan bu depremden sonra, bazılarının dilinin boğazına aktığına da şahit olduk.

Sonuç; 7 den 70 e kadar milyonların katıldığı depremin şiddeti de, dediğim gibi 7, 7 oldu…

Muhteşem bir depremdi…

15 NİSAN 2007