Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ağustos '11

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

701.blogum : Görücü usülü evlenme

701.blogum : Görücü usülü evlenme
 

- Görücülük mü kaldı kaardeşim?  

Yok yook olmaa mı vaa vaa.  

- Hemi dee ? He valla. Var oğlu var hala.  

- Yav arkadaş hangi devirde yaşıyoruz ?  

2011'deyiz azizim ama hala görücü aracı usulü devam ediyor evlendirme olayları. Hatta olay büyüdü evlendirme programlarına kadar vardı ucu. Malesef evlenme ayağa düştü.  

- Ya merak ediyorum şu görücü usulü olayı öncelerden de var mıydı acaba ?  

Olmaz olur mu azizim 100 senedir var bu olay. Bak sana çook eskilerden görücülüğü anlatayım da dinle.  

(***) Osmanlı'da genç kız ve erkeklerin evlilik yolunda atacakları adımlar " görücülük " adı verilen geleneksel yöntemle başlardı. Şimdiki gibi facebooktan tanışma yok ki. Evin erkek çocuğu evlenme çağına gelince annesi başta olmak üzere ailesi uygun bir eş aramaya başlardı. Erkeğin daha önceden beğendiği bir kız varsa öncelikle o araştırılırdı. 30 Haziran 1923 tarihli SÜS mecmuasının üçüncü sayısında başlatmış olduğu " Görücülük mü , Görüşücülük mü ? " isimli anket de Osmanlı İmparatorluğu tarihe karışıp yerini Türkiye Cumhuriyeti'ne bırakırken görücü usulünün geçerliliğini alenen tartışmaya açmayı hedefliyordu. 

Başta kadın okuyucular başta olmak üzere çeşitli edebiyatçı ve sanatçılar da bu ankete katılmışlardı. Toplumun değişik kesimlerine mensup bu kişilerin verdikleri çarpıcı yanıtlar , Müslüman Osmanlı Toplumu'nda " Görücülük " kadar " Görüşücülük " yani flört ederek evlenme taraftarlarının da bulunabildiğini gösteriyor. Bir de o zamanlar bazı evler süslü duvar kağıtlarıyla ve Batı tarzı mobilyalarla modern İstanbul'u temsil ediyordu. Bazen ; " Ebeveyn refakatiyle arada sırada tekrar eden aile ziyaretlerinde gençler birbirini tanıyabilir " düşüncesi de hakimdi. 

Derginin izlemiş olduğu yayın sırasına uyarak ünlü yazarların ankete vermiş oldukları cevapları anlatayım. Kadın yazar ve şair Şukufe Nihal : " Temel terbiyemiz kesin bir vahdet ve kontrol altına alınmadıkça , ne görücülükle, ne de görüşücülükle " cevabını vermiştir. 

Server Ziya " Görücülüğe şiddetle aleyhtarım , görüşücülüğe taraftarım . Zaten bu usül kendi kendine yavaş yavaş revaç buluyor " görüşündeydi. 

Ünlü roman yazarı Reşat Nuri Güntekin ; " Parklarda , mesirelerde, fazla tenha yerlerde olmamak ve ahbaplığı ileri götürmemek şartıyla görüşücülüğe taraftarım " diyordu bu hususta. 

Falih Rıfkı Atay ise gayet ileri görüşlü bir cevap vermişti. " Zannederim ki bu soruyu sormak için yaklaşık 15 sene geciktiniz. Görücülük harem efsanelerine karıştı ve artık ancak masal ve komedi meraklılarının ilgisini çekebilir ! " 

Yusuf Ziya Ortaç ise bu konuda şöyle demiştir : " Nikahta keramete inananlardan olmadığım için annemin zevkine güvenerek kendi saadetimi imam efendinin mucizesinden bekleyemem. " 

Fazıl Ahmet Aykaç da ondan aşağı kalmamış ve " Evliliğin hiçbir suretlisine taraftar değilim azizim. " diyerek kestirip atmıştır görücülük ve görüşücülük hakkında. 

Cumhuriyetin ilk yıllarında çiftler pikniklerde gramofondan gelen ezgiler eşliğinde dans ederlermiş. Daha sonraları yeni Türkiye'de kentlerin hali vakti yerinde ailelerinin çocukları düzenlenen balolarda eşlerini seçerlermiş. Görücülük ; yazılması mümkün olmayan bir masal. Görüşücülük ise oynanıp usanılan bir çocuk oyuncağıymış. 

Darüşşafaka mezunu olduğunu belirtmiş olan Hatunzade Mehmet Ali de işin alayında görücülük konusunda; " Kelamı-ı Mübarek kitabında : Kadınlarda hayır yoktur, ne çare ki onlardan bir tane lazımdır. Ben lazım olan hayırlı bir tane bulmak için tam dokuz kerre evlendim demiştir. ( *** ) 

- Yaa azizim taa o zamanlarda da varmış görücülük ama karşı çıkanlar da varmış hani.  

Ya öyleymiş gerçekten de. Şimdi de var sanırım ama azalmıştır artık. Bazı yerlerde töreye uyanlar da vardır ve akraba evliliği bile yapıyorlardır.  

- Var var onlar da var. Ama şimdi görücülük mü kaldı yaa. Ama evde de kaldık be azizim. 

Bence de. Biz en iyisi faceten filan bakalım ne dersin ?  

- Haydi o zaman gidelim. . . . 

 

( *** ) Atlas Tarih Dergisinden Alıntı Yapılmıştır. 

 
Toplam blog
: 749
: 1983
Kayıt tarihi
: 11.10.07
 
 

Yazmanın hayatın akışının bir parçası olduğu kanısındayım. 6 Mayıs 1982'de doğdum ve İstanbul Kar..