Değer üzerine...

Bir şiirin ilk dizesinden sonuna kadar, hiç tanımadığım bir adamın mısralarına bakar gibi baktım. Bu sabah başka bir şehirde başka bir beden de uyanmanın tatsız arzusuyla uyandım. 

Şehirler sevdim teker teker. Ve adamlar buldum hikâyemize. Biri vardı senden daha yakışıklı bir vardı ki senden daha zengin. Ötekini sorma o senden daha iyi huyluydu. Yoksa kaşına gözüne vurulma olayını geçtik artık. Şimdi severken ilk gün ki gibi tazecik istiyorsan yüreğini, önce onun yüreğini dinliyorsun. Senden neler bekliyor? Zenginlik, güzellik, şehvet, dışında Sana ne verebilir? 

Yüzüne gülümseyerek baktığında gerçekten gülümsüyor mudur? 

Ya da elini tutup saatlerce böyle durabilirim dediğinde, bahsettiği saat 2 dakika mıdır? 

Sırf sen istedin diye hiç sevmediği bir yemeği yiyerek çok güzel olmuş diyebiliyor mudur? 

Saçlarını bugün daha değişik bağladığında, daha güzel olduğunu fark edecek midir? 

Kadınların küçük ayrıntıları vardır. Onları mutlu etmek her zaman iddia edildiği üzere para ya da şöhrette değildir. Kadın anlaşılmak ister, her an fark edilmek ister. Sevdiği adamın onun en güzel anlarını yakalamasını ve bunu dile getirmesini ister. 

Kadın sadece düşünürken beklemez, karşınızda deli divane tartışırken bile sizin onu sevdiğinizi söylemenizi bekler. 

Öyle anlar gelir ki bu enstantaneyi yakalamanızı bekler… 

Bazen beklemekten yorulur ve gider. Gittiğinde arkasından ilk gün sevinçlerini yaşasanız da 

Eğer sizi gerçekten seven bir kadınsa onu özlersiniz. 

Çünkü bilirsiniz; her an gözlerinize titreyerek bakan bir kadın önce annenizdir, sonra sevdiğiniz. 

Ne kadar sıkılmış olursanız olun aile terapileri ya da boşanmalar ya da aldatmalar bunlara girişmeye kalkmayın. Önce onun gözlerine bakın; ilk gün ki özlemi görebiliyorsanız hala bir umut var demektir. Ve hala bir umut varsa birbirinizi seviyorsunuz demektir. 

Hoş birbirinizi seviyorsanız da bu fasa fiso işlere hiç kalkışmamanız  

DEĞER verip DEĞER bulmanız gerekir… 

Tüm içtenliğiyle,  

Handan.