Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Mart '14

 
Kategori
TV Programları
 

8 Mart’ın anlamını hatırlatan selamıyla Karagül

8 Mart’ın anlamını hatırlatan selamıyla Karagül
 

“Anlatacaklarım sadece benim değil adlarımız, yüzlerimiz yaşlarımız farklı da olsa kaderleri aynı olanların hikâyesi.”

Yani kadınların.

Karagül’ün Ebru karakteri dün akşam Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne girdiğimiz dilimde hala kadının nerede olduğunu hatırlattı Ece Uslu’nun ağzından dökülen repliklerle.

Ebru’nun hikâyesi, Narin’in hikâyesi ya da Emine’nin hikâyesi ve diğerleri. Birbirlerinden farkı olmayan kadınların hikâyesi.

Topraklar farklı olsa, şehirler büyük olsa ne değişir ki zihniyetlerde reform olmadıktan sonra.

Hele bir de yabansanız Ebru gibi kadın olmak da, anne olmak da, yaşamak da zordur.

Sizle aynı kaderi yaşayan kadına da anlatamazsınız kendinizi. Bağrına basar misafir olduğunuz sürece ama siz yabansınızdır o topraklarda. Anlamazsınız. Yabanlığınızı anlamadan koyulursunuz yola ekersiniz, biçersiniz, öğretirsiniz. Öğretirken öğrenirsiniz. Ya da öğrendiğinizi sanırsınız. Ta ki bir şeyleri ters çevirmeye kalkana kadar, misafirliğiniz bitip ev sahibi olmaya kalktığınızda ya da onlardan olan birine sizden bir zarar gelene kadar. İşte o zaman ne yapsanız da siz suçlusunuzdur. Yabanlığınızla yüzleşirsiniz.

Ebru’da öyle kalakaldı. Çalıştığı iş yerinde namusunu, hayatını korumak için kendini korumak için bıçak çekti Fırat ise gelenleri bıçakladı.

Fırat hapse girdi ve Ebru tüm bunların suçlusu ilan edildi. Fırat aileden çünkü. Ebru ise gelin.

Kendal’ın sosyete gülü bir anda Yaban-Gülü. Kadın kimliğinin yanına bir de yaban kimliği eklidir. Şehirlidir.

Yabancı ya da tersi Narin gelse büyükşehre o da şehrin yabanı olur anlatamaz kendisini getirdikleriyle.

Oysa onu suçlayanların hepsi de kadın. Kaderleri aynı kadınlar.

Suçu erkeğe atma kolaycılığıyla ya da kadın kadının kurdudur mantığıyla kadın sorunlarına baktığımız için yıllardır yerimizde sayıklıyoruz. Yol alamıyoruz, yol almamız için “Zihniyet Reformu” gerek.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü örneğin bir yas günü olduğu halde “Emekçi” kısmını atıp Dünya Kadınlar Günü adıyla kutluyoruz.

Kutluyoruz ama neyi!

Neredeyse her gün bir kadının sokak ortasında öldürülmesini mi?

Kadınların dünya mal varlığının sadece yüzde 1’ine sahip olmasını mı?

Küresel üretimin yüzde 66’sını kadınlar gerçekleştirirken, küresel gelirin yüzde 10’undan daha azını kazanmasını mı?

Dünya yoksulları arasında en yoksul dilimin çoğunluğunu oluşturmasını mı?

Tüm sosyal gruplarda erkeğe göre daha dezavantajlı konumda olmasını mı?

Okuma yazma bilmeyen nüfusun üçte ikisini oluşturduğunu mu?

Gelişmekte olan ülkelerde bile günde bir dolardan daha aza yaşayan 1.3 milyar insanın yüzde 70’inin kadın olmasını mı?

Ya da ülkemiz gerçeğinde Ebrular, Narinler, Emineler ve diğerlerinin hala var olmasını mı?

Belli mesleklerin içine haps edilerek dışlanmasını mı?

Bu tabloda kutlanacak bir şey olmadığı gibi bugünü dünyaya kazıyan kadınların kanı var.

8 Mart 1857’de ölen 129 emekçi kadını anmak yerine unuturuz, unuttururuz. Yetmez tüm bunları da görmez kutlarız sahte olan her şey gibi.

Ebrulara yenisi eklemiş kimin umurunda. Emeği atarız çünkü emek korkutur emeksiz kazanımların devrinde kadın erkek insan olmayı, insan gibi yaşamayı.

Emeği çıkardığımızda geriye ne kalır işte bu manzaralar. Kadının savrulduğu yerle erkeğin insanlıktan uzaklaşması.

Karagül en son bölümünde anlayana bunları aktardı işte. Reyting malzemelerini zaman zaman fazlaca kullansa da ya da mantık hatalarının aksak görüntüleri olsa da dizi içinde barındırdığı yaşam gerçeklerini yüzünüze çarpıyorsa ters köşe olduğunuz yerde üzümün çöpü, armudun sapı diyorsanız kadın hakları iki yüzlüğünde kadın hakları üzerinde konuşmayalım.

Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde değişmeyen manzarayı çaktı mı yüzünüze “eğitimliyim yaşamla savaştım, emekle toprağa tutundum ama oradan da kovuldum” tüm özeti budur bugünün…

Karagül’ün izlenme sebebi ne diye arayanlara bir sebep daha izleyene anlam izlemeyip yorana da selam olur belki Ebru Şamverdi kelamıyla.

oyatekin@gmail.com                                         

https://twitter.com/#!/oyatekin (@oyatekin)

http://yurthaber.mynet.com/yazarlar/tum/1/o.tekin35

OYA TEKİN / MEDYABEY.COM

Oya Tekin/ Engelliler Haber ve Bilgi Portalı Yaşadıkça.com köşe yazarı

Not: Burada yazılan tüm yazılarım elektronik imza ve zaman damgası güvencesi altında yasal hakları korunmaktadır. Hiçbir şekilde basılı ya da elektronik bir ortamda (CD, Internet vs.) kaynak gösterilmeksizin izin alınmadan kullanılamaz.

 
Toplam blog
: 295
: 3718
Kayıt tarihi
: 01.10.06
 
 

Milliyet Bloğa nasıl geldim ve nasıl yerimi aldım bilmiyorum. Sanırım uzun yıllar okuduğum bölüml..