- Kategori
- Alışveriş - Moda
80' lerin izleri

80 kuşağıyım ben de… Her nevi çılgınlıkların yaşandığı yıllar olarak tarihe geçen bir kuşaktan geliyoruz. Boy George ‘un Cosmopolitan a kapak olduğu dönemi hatırlıyorum . O resmi gören kardeşime (daha 3 yaşında idi ), erkek olduğunu anlatmaya çalışmıştım. O minik gözlerindeki ‘’’aaa bu erkek !’’deyişini hiç unutmam. Büyüyünce en yakın arkadaşlarının gay olması bu yüzden galiba: )
Her şeyin abartılı yaşandığı yıllar olarak da anılır bizim kuşak. Büyük vatkalar, kat kat pilili bol pantolonlar, oraya buraya takılan takılar… Hafızalarımızdan silinmeyen ‘’vazgeçilmezler’’idi.
Ahu Tuğba , nın kocaman vatkalı deri ve kürk ceketleri, Serpil Çakmaklı’nın tepesinde topladığı büyük kelebek tokaları, Banu Alkan’ın minicik bikinileri… O dönemin Türk filmleri ise ayrı bir yazı konusu..
80‘lerin müzikleri ise hala gündemde. Hala dünya 80’lerle dans ediyor.
Müzik ikonlarının giyim tarzları modanın yön belirleyicisi olmuştu. Michael Jackson’ın unutulmaz ‘Billy Jean’ şarkısını söylerkenki giydiği dar pantolonu , Madonna’nın siyah korsesi, file çorabı, bolca taktığı kolyeleri kim unutabilir ki. Ya da çılgın kız olarak tanınan Cyndi Lauper’ın kabarık tül eteği ve’’ Girls just want to have fun….’’
Türkiye’de ise Ajda Pekkan stil belirler ve taklit edilirdi.
Çizgili yarasa kollu penyeler, dar pantolonlar , kabarık etekler, pilili bluzlar, yüksek belli pantolonlar…Özellikle kırmızı, beyaz çizgili t shirtler , kazaklar skinny jeanlerle ve sivri burun ince ökçeli ayakkabılarla 2000’lerde de hayatta.
Flashdance filmini kaç kere izledim bilmiyorum ama Jeannifer Beals’in giydiği tozluklar o yıllarda trend haline gelmişti. Jean ya da kadife pantolon veya mini eteklerin altına kat kat tozluk takılıyordu. Ben yeşil converselerimin üzerine çok yakıştırırdım.
Converse’ler … Onlarla büyüdük. Şimdiki gibi her mağazada satılmıyordu. Şanslıydık dışardan getirtme imkanımız vardı. Renk , renk…2000’lerde Converse kendini aştı, tüketiciye kendi modelini belirleme fırsatını verdi.
Ayakkabılar ya sivri burun , ince topuklu ya da dümdüz veya spordu. En çok loefer giyerdim jeanin altına. Ya da spor ayakkabı, Converse, Adidas, Nike….
Ortaokuldaydım yanılmıyorsam plastik çizmeler yeni yeni çıkmıştı. Ben de kırmızı renklisinden almış, okulda giymiştim. İhtar aldığımı söylememe gerek yok tabii ama asi gençliktim ben o yıllar… Sonra sırayla bir tane daha giyen çıkmıştı, bir tane daha, bir tane daha… Sarılar, maviler, kırmızılar, beyazlar, … Okul yönetimi ses çıkaramaz olmuştu. Plastik çizme devrimi yapmıştık.. Şimdi plastik çizmeler çiçekli, çizgili, kelebekli, … Gene eteklerin altında giyiliyor…Y a da Jeanların üstünde…
Top Gun filmini az kalsın atlıyordum. Deri pilot ceketleri, yeşil camlı Ray-Ban’lar, bi de kardeşimin gözyaşları… 6 yaşında iken , onu da götürmüştüm , filme ..(Bayılırdı ablasının peşine takılmaya )Kelly Mc Gills’e ve film müziklerine hayran olmuş, .tuturmuştu Berlin’nin söylediği Take My Breath Away ‘ı Kelly söylüyor diye .Annemin 30 küsür senelik arkadaşı Nuriş ‘le işi inada bindirmişlerdi. Yok ‘o’söylüyor, yok ‘bu’ söylüyor.Ağlamamıştı kardeşim resmen anırmıştı bir inad uğruna…. Film damardan bile olsa akın akın doldurmuştu sinema salonlarını. Tabii Ray-Ban’larda kült olma yoluna adımını atmıştı..
Jane Fonda’nın Aerobik kasetleri peynir ekmek gibi satılıyordu o yıllar. Aerobik yaparken giydiği taytlar, bi zaman sonra sokaklarda yer bulmaya başladı. 90’larda daha sık gördük, uzun kazaklar ve binici tarzı çizmeler ya da timberlandlarla birlikte. 2000’lerde ise yeniden yorumlandı ve eteklerin, elbiselerin, XXL beden kazakların altında yer bulmaya başladı.
80’li yıllar müzikleriyle , kıyafetleriyle kimine göre bir daha dönmek istemedikleri , kimine göre de vazgeçilemez yıllardı.
2000’lerde bile olsak hala modacılar, trendsetterlar 80’leri yeniden gündeme getiriyorlar, şarkılar ise günümüz gençliği tarafından ezbere biliniyor.
Itır Arayıcı