Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ağustos '10

 
Kategori
Blog
 

800!

800!
 

Bu yazım tam sekiz yüzüncü yazım.

Bu kez unutmadım!

Korkuyordum ha!

Bu yaşlarda başlıyormuş unutkanlık hastalığı! Eskileri hatırlarmış, yenileri unuturmuş! Sonra hiçbirini hatırlamazmış!

Akıllı bir adam eskileri unutmalı!

Düşünün ki hanım gelmiş yanınıza mevzu arıyor!

“Hatırlar mısın bey?”

“Neyi?”

“Hani bir ağacının altında!”

“Yoo! Ne ağacıydı?”

“Elma!”

“Yoo! Ne elmasıydı?”

“Goldendi!”

“Hiç hatırlamıyorum! Neredeydi bu elma ağacı?”

“Halamın bahçesinde!”

“Melahat Halanın mı?”

“Melahat halam mı var benim?”

“Allah Allah ! Kimin halasıydı o yahu?”

“Sen şimdi o elma ağacını hatırlamadın mı?”

“Ceviz değil miydi o?”

“Valla elmaydı!”

Hanımların hafızaları böyle konularda çok iyidir! Rahmetli annem kızdırırdı beni!

“Ahmet, otuz sene önce gördüğüm rüyam yeni çıktı!”

“Ne görmüştün anne? Uydurma ama!”

Bu kez annem kızardı!

“Sana da bir şey anlatılmıyor ki!”

“Anlat tamam! Ama uzatma ne olur!”

Bir ara bulmacaya dalmıştım. Hatta bir gazeteye üç ay, günlük ve haftalık bulmaca hazırladım. Yurt dışına gidince bıraktım. Müthiş bir beyin jimnastiği yapmıştım. Onunla bugüne kadar geldik şükürler olsun!

Sekiz yüz yazı az değil arkadaşlar!

Her yazımda ayrı bir konu var! Ayrı bir konuyu işliyorum!

Bu çok önemli!

Evliya Çelebi bile Seyahatnamesinde Kars’ı, Erzurum’u, Erzincan’ı tek kalemde geçmiş! Ben iğneden ipliğe anlatıyorum! İpliklerin bir ucu diğerine değmiyor!

Şiirlerime de dikkat edin görürsünüz! Her sevdama farklı duygularla yazmışım! Bu gönül zenginliğimin de bir yerde tezahürü! Herkes anlamaz!

Ev yaparken de öyleydi!

İsviçre’den memlekete izne gelmiş bir hanım, yaptığım evi görmüş beğenmiş beni aradılar.

“Ahmet Abi, bu evin aynısını istiyorum! Hesabını ona göre yap!”

“Olmaz kardeşim! Senin oraya başka bir resim çizeriz! Daha güzeli olur hem de!”

Bu sözü ev sahibinin yanında söyledim üstelik.

Gerçekten de o daha güzel oldu!

Geçen yıl gezdim yaptığım bazı evleri. Tesadüfen ev sahibi de izindeydi. Oturduk verandasında evin.

“Abi sen İsviçre’de olsan var ya, işten başını kaşıyamazsın! “

Hep öyle!

Her yaptığım ev bir öncekinden daha güzel olur. Planında değişiklik yaptığım çok ev olmuştur. Kendi çizdiğim planı değiştiririm. Yoksa canım sıkılır.

Yani!

Bundan sonra Milat! (İsa yeniden doğuyor! Sanırım anladınız!)

Daha güzele yelken açıyorum! (yelkenleri suya indirenlerden değilimdir!)

Takip edin beni!

 
Toplam blog
: 1640
: 466
Kayıt tarihi
: 27.01.07
 
 

Doğum tarihim değişmedi ama çok şey değişti bu güne kadar. En başta, dede oluyorum! Evet; şaşırdı..