- Kategori
- Güncel
90.Yıl'da Bugün Yaşananlar Olmasın

Antalya'daki coşku....
Öyle diliyorum... 2013'de, 90.Yılı böyle düşmanca kamplaşmalarla değil, hiç olmazsa belli konularda mutabık kalınarak, Silivri'deki aydınların da öncülük ettiği; kinleri, nefreti silme süreci başlatılmış olarak,parçalanmamız için ellerinden geleni yapanlara inat, tek yumruk olarak kutlarız...O güne kadar kendilerine isnat edilen suçları hangi ölçekte yapmış olursa olsunlar, dilerim aydınlarımız,askerlerimiz serbest kalırlar,affedilirler. Yaradan, kendisini tanımayan inkar eden kulunu bile tövbe edince affediyor...Bu insanlar, ülkemizin binbir emekle yetişmiş insan gücü. Bir kişi yüksek tahsili bitirinceye kadar devlete ne kadar paraya mal oluyor. O yaşlara gelinceye kadar devlette veya basında çalışmış , hangi görüşte olursa olsun yetişmiş insan gücü hepsi... Canım acıyor, canımız acıyor... Koca koca yetişmiş , kelli felli insanların cani gibi,eli silahlı terörist gibi görevlilerin arasında elleri kelepçeli cezaevlerine gidişlerini görürken...Evet ben de, askerlerin dinlenme tesisi adı altında, devletin olanaklarını gereksiz şekilde kullanmalarından rahatsız oluyordum.Hanımlarının o tesislerdeki kuaför salonlarında kocalarından alt rütbedeki askerlerin hanımlarına nasıl tepeden bakıp kendisi askermiş gibi emirler verdiklerini duyduğumda çok kızardım onlara.Di'li geçmiş kullanıyorum ,şu andaki durum nasıl bilemiyorum...Tabiki, üst rütbede olmayanları ,mahrumiyet bölgelerinde, Doğu'da Güneydoğu'da , hergün ölümle burun buruna gelenleri; Ankara'nın batısından ötedeki şehirlerdeki garnizonlarda,tesislerde konfor içinde yaşayan silahlı kuvvet mensuplarından ayırıyorum.750 bin olduğu söylenen asker gücümüzün beşbin kişi diye bilinen terör örgütü ile, niye otuz yıldır baş edemediğini, sanırım tarih yazacaktır,biz şu anda söylentileri duyuyoruz...Velhasıl, bilerek bilmeyerek her ne suç işlendiyse, kin üstüne kin yığmanın kime ne faydası olacak... Bugün ona yarın öbürüne... Tarihimiz bunun örnekleri ile dolu...
12 Eylül döneminde, Diyarbakır Cezaevinde yaşananlar benzeri, olaylar olmasaydı, büyük ölçüde BDP ve önceki radikal partiler bu denli PKK yanlısı olmayacaklar ve bu denli bilenmiş olmayacaklardı...
Diyelim ki,Kürtler ayrıldı, iddia ettikleri sözüm ona toprakları çevirdiler,ayrı bir ülke kurdular. Aklı , bilgisi, birikimi orta derecede olan her insan bilir ki, önce birbirlerini yiyeceklerdir.Kaldı ki,zaten dört gözle bekleyen emperyaller anında onları yutacaktır. Çok şükür ki,Kürt nüfusunun çoğu bu gerçeği görebilmekte, böyle bir maceranın götürüsünün getirisiyle kıyaslanamayacak kadar çok olduğunun bilincinde... Yok, Kürt'leri senelerce ikinci sınıf olarak gördünüz diye kin besleyenler, yok; zamanında okuyacak Kur'an bile bulamadık diye ,Cumhuriyet'e diş bileyenler, yok siz bizi hapsettiniz, şimdi sıra biz de,siz girin zindanlara diyenler... Zaten elin oğlunun istediği de bu...
Çekelim, hep birlikte eskinin üzerine bir sünger... 2013'de,100.Yılımızı kutlarken , bugünkü tabloyu ibretle anlatabilelim o günün gencine, çocuğuna... "Bak çocuğum uzun yıllar ,bizi birbirimize düşürmek için yapılan oyunları bozduk; bugünkü huzurumuzu, gelişmişliğimizi o günlerdeki uyanıklığımıza borçluyuz" diyebilelim...
Yüzde elli, sıra bize de gelecek diye diş bilesin dursun, öteki yüzde elli, kendinden olmayanı yok saysın. Bunun sonu olur mu...
Demirel'in ünlü, "Yollar yürümekle aşınmaz"sözünü sayın Başbakan 'da uygulasa ne olurdu sanki...Ne olurdu yürümek isteyenlere,engel olmasaydı... Belki yüreklerdeki kinlerin dağılmasına vesile olurdu, böylesi bir yumuşak tutum... Çocuğa bile yasak koyduğunuzda geri teper,aksini yapmak için fırsatını kollar. Belki yasak olmasaydı böylesine kalabalıklar olmayacaktı meydanlarda... Seçim yılında da aynı uygulamayı yapacak mı acaba sayın Başbakan, hiç sanmıyorum...
Fatih Portakal'ın dediği gibi kara bir bayram olarak tarihe geçmekten başka neye yaradı bu çelenk koyma ve yürüyüş yasağı...