- Kategori
- Şiir
Aşkın tarifi zorsa eğer mürekkep boyun eğer

Tarifini yapmak zor senin!
Sendin aslında haykırmaktan korktuğum
Sisli camlardan adını andığım sen.
İçimdeki fırtınanın dinmez sebebi ,
Kumdan kalelerimin silinen yüzü sen.
Tarifini yapmaya çalışırken,
Kalemin içinde kuruttuğun mürekkep ben!
Söylesene aşk, kimsin sen?
Dönüp dolaşırım
Tarifi olmayan zehire, panzehir arayışında.
Mürekkep sessiz kalır, sükut eder,
Tarifini bulamadığım sokaklarda.
Düşmek ister kelam, yürekten gelen gözyaşı gibi
Mürekkebine...
Tuzlu tarlalarda arar uykusuzluğun meyvesini,
Halka soğanlarının matemli yüzüyle.
Tarifin zor senin!
Bazen, prangalar vurulmuş bir kölenin ayak uçlarında
Bazen...
Sitemkar bir havanın çatık kaşında.
Bazen... Kuruyan bir ağacın
Dökülen son yaprağında.
Ve ansızın başlar yağmur
Hasret kaldığı şehrine.
Çorak toprakların özlemidir,
Kavuşmak için hasat mevsimine.
Tarifini yapmak zor senin!
Kalemin yüreğinde,
Bahçıvanın dilinde,
Rıhtımda dinlenen geminin düşünde.
Tarifin zor senin.
Öyle olsaydı biter miydi defter?
Kururmuydu mürekkep susuzluktan?
Ağlar mıydı şehir içini boşaltırcasına.
Seni tanımayan bir yabancı edasıyla
Sorar mıydı ben kimim diye?