Kaç kuruş ederiz?

Varmıdır bizi ölçecek bir birim...

Değerimizi, insanlığımızı, hayvanı duygularımızı, kaça alınır, kaça satılırız...

Tartışılır... İnsan olduğumuzu biliyoruz cünkü, bunu bilmek yeterli mi? Yeterli gibi sanıyoruz ama yetmiyor. Fethiye'de Soner Semih Sipahi örneği, ne yaparsak yapalım yeterli olmadığımızın göstergesi değil mi?

İnsanlık sınavında başarısızlık örneklerinin en acımasızını, en vicdansız örneklerini gördüğümüz son günlerde; Semih kaç kuruşluk insan olduğumuzu yüzümüze vurmadı mı? Keşke böyle olmasaydı tanışmamız, keşke böyle olmasaydı eğitim sistemimiz.. Devlet adamlarımız farkındamı gençliğin ne kadar içler acısı durumda olduğunun, hepimiz herşeyin farkındayız aslında, ederimiz bu kadar olduğu için farkında olsakta gözle görülür işler yapacak kapasitemiz yoktur. Söyleceklerimiz vardır ama icraatlık işlerimiz olmaz!Keşke kaç kuruçluk insan olduğumuzu böyle yüzümüze vurmasaydın Semih.

Doğmakla başlıyor artık çocukların sınavı, yüklendikçe yükleniyoruz. Eğittiğimizi sandığımız geleceğimizi, aslında nasıl yanlış yönlendirdiğimizi görmüyoruz. Ya dersaneleri kapatın ya da okulları ya da adam akıllı sistemler getirin. Hani kör gözümüz görsün, sağır kulaklarımız duysun. Nerde bu eğitilen gençlik, hem okul hem dersane manyağı yaptığınız ama beynini boşalttığınız gençlik nerde? Çocuklara kendine güven mi verdiniz, iyi bir gelecek mi verdiniz? Din mi? Dil mi? Sosyallik mi? Müzik mi? Ne verdiniz? Kafamız bu kadarda mı çalışmıyor, dindarız ya, din iman satarız ya eşe dosta, haktan adaletten bahsederiz ya. Bu mudur ülkemin din, kitap anlayışı, bu mudur okuduklarımız, gördüklerimiz, görmediklerimiz.

İliklerine kadar ağlayan insanlığımızın, bir gün doğru tercihlerde, mutlu yarınlarda buluşması dileğimle...