Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Nisan '18

     
    Kategori
    Aile
     

    Sadakat...

    Sadakat...
     

    Bağlılık duymak en güzeli…
     
    Değer verilen unsurların insan için en önemli konumunda olanı, duygulara seslenen bağlılıklardır. İnsanı heyecan duymaya ve daha ötesi sevmek olgusuna yönlendiren tüm etkenler bağlılığın, sevginin, değer vermenin özünü oluşturan nedenselliklerdir.
     
    Bağlılık hissettikçe varlığımız anlam kazanır, değer verdikçe bağlılığa erişiriz, sevgiye yol açtıkça değer oluşur, sadakat duydukça da sevginin yollarını buluruz. Sevme olgusunun genel içerikleri ifade ettiğini ve aşk hislerinin sevgi kavramının bir bölümünü meydana getirdiğini unutmadan; İnsanı, varlığı, doğayı ve doğanın her bir parçasını, ilahi olanı, ilahı, çevremizi donatan canlı ve cansız tüm elemanları sevgi olgusunda eritmenin insan tabiatı için gereklilik olduğunu kabul ediyoruz.
     
    Sadakat, sevmenin ve bağlanmanın temelinde yer edinmekle birlikte kötü olanı ve aykırı olanları da ret etmenin özünü oluşturur. Çünkü sevgide ve bağlılıkta aykırılık, var olana aykırı davranma yoktur.
     
    Kavram olarak içten bağlılık ve güven duyma anlamları taşıyan Sadakat, doğruyu söyleme ve sözünde durma manasına gelmekle beraber sağlam ve güçlü dostluk anlamlarını da kapsar.
     
    Kavramın tam tersi olan güvensizlik ve inanmama durumu, ilişkilerde doğrunun, hakikatin, gerçeğin unutulması ile sevme ve bağlılık hislerinin ortadan kalkmasına neden olan unsurların ortaya çıkmasıyla oluşan zafiyetleri önümüze sermekte.
     
    Maddi çıkar gözetmeden insana, çevreye ve çevreyi meydana getiren unsurlara karşı içten davranacak yakınlıkları göstermektir. Doğruluk ve vefa göstermenin yüklediği anlam itibariyle ilahi tanımlama açısından da kişiye, topluma, sevilene karşı samimiyet ile bağlanma duygusu hissetme ve erdemlilik gösterme manasına da gelmektedir.
     
    Doğruluk sadece dilin ifade ettiği sözlere bağlı değil, hakkı ve gerçeği kalbiyle onaylamaktır. Doğruyu onaylamanın yanında davranışlarla göstermek de şarttır. Kişinin doğruluğu, sözünde durması ve doğruyu davranışlarıyla diğer insanlara aktarması ile hayatiyet kazanır.
     
    İnsan ilişkilerinin çıkarlara dayandığı ve “Biz” bilincinden çok “Ben” bilincinin yaygınlaştığı sosyal ortamların, birbirine yabancılaşmış bireysel hayatlarıyla kuşatıldık. Toplumsal ortak yaşamın gereği olarak topluluk bilincinin yozlaşan bireysel çıkarlara indirgenmesi ile değerlerin yitirilmesi, yıkıcılığın artması sonuçlarıyla karşılaşır olduk.
     
    Sadakat öncelikle kime karşı olmalıdır?
    Öncelikle kişinin kendisine karşı sadakati önemlidir. Dostoyevski’ nin ifade ettiği gibi: “Bu dünyada en zor şey kendi kendine sadık olmaktır.”
     
    Kişinin kendisine yönelik doğruluk ilkeleri ve erdemli olma özellikleri sayesinde diğer insanlara ve çevreye karşı da sadakat unsurlarının yaşanması sağlanır. Doğruluk meziyeti, erdemlilik, gerçeği kabullenme ve gerçeği söyleme, bağlılığı kabul edip sözler ve davranışlarla yansıtma sayesinde temel değerlerin oluşumuna yol açılır.
     
    Ailesine ve yakın çevresine sadık olmanın gerekliliği ile zarar verici ve kırıcı davranışlardan kaçınır. Özellikle yakınların ve çevresini oluşturan tüm unsurların olmadık zararlarından sakınmak için kendini koruyucu tedbirleri alma adına, uzak durmak ve kötülüklerinden sakınmak çözümüne yönelme ihtiyacı hisseder.
     
    Çünkü sadakat karşılıklıdır ve insanların doğruluk, erdemlilik, namus konusunda hassasiyetleri yaşam amaçlarının temel karakteri olduğundan, sadakat bir noktada kötü olandan uzaklaşmayı gerektirir.
     
    İnanma hissi ve değer görme bilincinin zayıfladığı anların ortaya çıkan durumu sadakat hissetmeme ile sonuçlanır. Bağlılık duyulan, inanılan, sevilen ve değer kabul edilene sadakat vardır. Karşılıklı olmayan ve aynı değerleri göstermeyen, daha kötüsü utanç yaratan kişi ve olayların insan hayatında yeri olmadığını görüyoruz.
     
    İnsan, yaratıcının emaneti olan yakınlarının, eşinin, çocuklarının ve akranlarının sorumluluk bilincini değer kabul edecek seviyede ise sadakatin yaşanması gereken davranışları ortaya çıkar.
     
    Zamanımızın en büyük toplumsal açıklarından birini oluşturan evlilik kurumunun yıkım hali ve sona ermesini sağlayan etkenlerin artışında temel kavram sadakat olmakta… Karşılıklı güven ortamlarının son bulması, eşler arası diyalog eksikliği ve ortak paylaşımların sona ermesi ile sorumluluk bilincinin zayıflaması gibi etkenlerin özünde sadakat gerektiren düşünce ve eylemler yatar.
     
    Sadakat sadece namus kavramının ifade ettiği hatalı davranışları değil, aynı zamanda düşünceleri de kapsamaktadır. Birini aldatmak veya evlilik kurumuna zarar verici davranışlarda bulunmanın yanında çocuk eğitimi, maddi sorumluluklar, kazancın hakkıyla kullanılması, eşler arası ilişkiler ve ihtiyaç gideren paylaşımların özünde eşe, çocuğa, evliliğe, aileye sadakat ruhu bulunmaktadır.
     
    Evlilik oranlarında ki azalma ve boşanma sayılarındaki yüksek artışın temelinde yer alan etmenlerden biri de sadakat adına ortak hayat ruhunu yakalayamayan bireylerin aile çatısı altına girmekten kaçınması yatıyor.
     
     
    Toplam blog
    : 1
    : 361
    Kayıt tarihi
    : 02.12.06
     
     

    Parasal konular hakkında her şey.  ..