Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Mayıs '18

 
Kategori
Özel Günler
 

Uzaklardan Sevilen Şuşa

Uzaklardan Sevilen Şuşa
 

Şuşa


Şuşa… Bu isim bana hep yeşillikler, bahçe, orman, kale, küçük köyler ve evleri andırıyor hep… Hatta, ‘Şuşa’nın dağları’ şarkısını dinleyince tam oluyor.

Aklımda o kadar güzel ve fethedilmez ki. Ben hiç gidemedim o topraklara. Çünkü, kendimi bildim bileli işgalde Şuşa’mız… Hep resimlerden, televizyonlardan, şarkılardan duydum Şuşa’nın güzelliğini.

Ne garip, insan asla gitmediği topraklara bu kadar sevgi besler. Daha çok özenir.  Belki de, bu sevgim giden canların, gözü yaşlı insanımızın acısındandır. Çünkü, onlar kanları, canları pahasına bu toprakları korudular. Asla vazgeçmediler. Son gündek savaştılar ve halen devam ediyorlar. Öyle acı ki, sana ait olan bir şeye hakkı olmadan başkasının sahiplenmasi. Öyle acı ki, milletinin kanı kurumamış topraklarda düşmanının ayak basması…

Şuşa hakkında o kadar çoook yazmak isterdim ki. Çünki, insanın yakından bildiği birisi hakkında konuşması kadar samimi ne olabilir? Benim de aynı. Şuşa’da gezip ve orayı kendi gözlerimden kaleme dökmek isterdim. Ama ne yazık ki, Şuşa işgal olunurken ben daha 2 yaşımdaydım… Bu yüzden sadece Şuşa’yı uzaktan tanıyabiliyorum. En acı verici olansa,  aradan 26 yıl geçse de, biz hala Şuşa’yı düşmandan alamadık. Ve hep bayramlarda ve özel günlerde ‘Gün olsun bu güzel günü Karabağ’da geçirelim’ gibi dilekler dilemekle teselli buluyoruz.

Sonra diyorum ki, kendime ‘Şuşa’lı olmak için de o şehirse dünyaya göz açmak şart değil.’ Halk yazarı Anar’ın dediği gibi, ‘Şuşa tüm Azerbaycanlıların ruhunun vatanıdır’. Ve bence, bu şehir Azerbaycan kültürünün, medeniyetinin, maneviyatının baş kentidir… Böyle bir deyim var ki, tüm halkların hayatında müzik ile şiir ikiz doğulmuştur. Daha sonra kaynayıp-karışarak manavi servete çevrilmiştir. Karabağ muğamın beşiğidir. Bu milli servetin sarı simi ise Şuşa’dır….

Yarın 9 mayıs.. Bugün ise Şuşa elimizden gitmiş… Yarın kutlama var. Ne kutlaması diye soruyorsanız. Şuşa’nın Ermeniler’in elinde olmasının en büyük sebepkarı ve yardımcısı olan Rusya’nın Zafer Günü’nü kutlayacağız. Çocukluğumdan beri bende hep bir düşünce oluştu. Sanki bu, 8 Mayıs’ta Şuşa’yı Ermeni’lere vermenin kutlaması…  Belki de, bizi sevindiren, mutlu eden Tanrımız bu zor sınavla bizi o yüzden karşılaştırıyor ki, sadakatımız ve vatanseverliğimizle Şuşa’ya ebedi bağlılığımızla sahip çıkalım. Bir daha düşmanımıza kimliğimizi gösterelim. ‘Terlan oylağında sar olmaz’ diyelim…

Ve bugün dileklerimi bana sorsanız, ‘Hakkında başkalarından duyduğum Şuşa’yı en kısa zaman kesiminde kendi gözlerimle görmeyi diliyorum’ derim… Milletimin hasret kaldığı yurtlarına kavuşmasını, mutlu, mesut ve tehlikesiz bir biçimde orada hayata güzel devam etmelerini istiyorum… Yine Şuşa’da bayramlar olsun, yine en güzel şarkılar seslensin, yine en sevilen hanendeler yetişsin ve yine Azerbaycan bayrağı Şuşa’da dalgalansın! Elimizden henüz aldıkları Karabağ toprağını ‘Dağlık Karabağ Cumhuriyeti’ adı ile dünyaya tanıtmaya çalışan Ermenilerin bir gün topraklarımızdan çıkacaklarına inanıyorum. Çünki, bu millet bu günlerini, bağımsızlığını kendi canı, kanı pahasına kazandı. Çünkü, Karabağ bizimdir… Şuşa Karabağ’ın manevi başkentidir. Şuşa’sız Karabağ, Karabağ’sız da, Azerbaycan olmaz…

Orda bir köy var, uzakta
O köy bizim köyümüzdür.
Gezmesek de, tozmasak da
O köy bizim köyümüzdür

 

 

 

 
Toplam blog
: 7
: 174
Kayıt tarihi
: 10.01.18
 
 

Ben Fidan Afer 1990, 19 Ağustos doğumluyum. 2012`de bakü Slav Üniversitesinin Filoloji bölümünden..