Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Nisan '07

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Seyir Kulesinden Seyrederim Cümle Alemi

Seyir Kulesinden Seyrederim Cümle Alemi
 

Seyir Kulesi- Göz Taşı


Resimde gördüğünüz seyir kulesi rahmetli Vali Recep Yazıcıoğlu'nun, o kaldığı kısa süre içinde ilimize kazandırdığı güzel projelerinden biriydi. Üç yıl önce "Kentormanı" adıyla görkemli bir törenle Orman Bakanı tarafından açılışı yapılmıştı. Rahmetli şimdiki halini görse ne yapardı, okkalıca bir küfür ederdi kesin.

Onu taa Erzincan ve Aydın Valiliği yıllarından televizyon programlarından tanıyordum ve hep şov yaptığını düşünüyordum. Sonra Ayşe Kulin'nin KÖPRÜ isimli kitabını okuduktan sonra ona  biraz daha sempati duymaya başladım.

İlimize ilk atandığında birçoğumuz  burada yapamayacağını- barınamayacağını , kısa süre sonra gideceğini düşünmüştük. Belki de haklıydık, öyle de oldu. Farklı kişiliği ve marjinal fikirleri vardı. Uygulamaları da farklıydı. Burada çalışan tüm kamu personeli ile yüz yüze görüşmek amaçlı toplantılar yaptı. Biz de bir grup olarak katıldık ve toplantı boyunca katıla katıla güldük. Birbirimize kaçamak bakışlar atarak,

-"Aaa, bu ne biçim vali, diye fısıldaştık yanımızdakilerle.

Sürekli bürokrasideki hantallıktan, torpilden, hiyerarşik uygulamalardan, bizim grup öğretmen olduğu için kötü öğretmen modellerinden bahsetmişti. Konuşmasını fıkralarla, aforizmalarla süslemişti. Hele bir "ibrikçibaşı" hikayesi vardı ki, bir hafta boyunca okulda konuşulan konu olmuştu. Herkes birbirine "ibrikçibaşı mısın,nesin ?" diye takılmaya başlamıştı. Benim özel fikrim ise, vali bilinçli bir şekilde bizleri ayartıyor, yani provoke ediyor, fırsatını bulunca canımıza okuyacaktı. Çünkü kafamızdaki alışılagelmiş vali şablonlarına hiç mi hiç uymuyordu.

Neyse dönelim asıl konumuza. Bu semte geldiğimizde kentormanı büyük umutlarla yeni açılmıştı. Seyir kulesinin tepesinde nazlı nazlı dalgalanan Türk Bayrağı vardı. Yürüyüş yolları, dinlenme yerleri ve seyir terasları çok güzel inşa edilmişti. Manzara zaten görülmeye değer. Bir süre sonra bayrak söküldü. Tekrar takıldı. Yeniden söküldü. Defalarca yinelendi bu olay. Sonra bayrakla kalmayıp çeşmelerin muslukları, kalın tomruklardan yapılmış dekoratif tırabzanları, yol gösteren levhaları, çöp kutuları, süs bitkileri ve bazı ağaçlar teker teker söküldü. Yerler cam şişe kırıkları, plastik atıklar ve teneke kutulardan geçilmiyor. "Ateş yakmak tehlikeli ve yasaktır! Şu kadar cezası vardır." yazısına aldırmadan, özellikle geceleri ateş yakılıyor, hava rüzgarlı olsa bile. Yeni yeni inşaatlar türemeye başladı. Önce tel örgüler kesildi çaktırmadan ve yolun yarısı gitti. Şimdi daralan yolu genişletmek amacıyla ilk sıradaki ağaçların gideceği de aşikar.

Ayrıca ilk zamanlarda doğal yaşama uygun olsun diye 4000 adet keklik, sülün, bıldırcın ve tavşan bırakılmıştı. Keklik seslerini sabahları dinliyorduk. Şimdiye dek uzun yürüyüşlerimizde bir-iki kaplumbağa dışında hiç canlı göremedik veya sesini duyamadık. Rahmetli Vali projesini bugünki haliyle kesin görüyordur, içi sızlayarak...

Ne diyelim toprağı bol olsun!

 
Toplam blog
: 480
: 2046
Kayıt tarihi
: 27.03.07
 
 

Üstkimliği ile insan, altkimliği yeterince kalabalık birisi; Eş, anne, öğretmen emeklisi. Doğa, H..