- Kategori
- İstanbul
Melankolinin Yıldızları

Bir felsefe oturumuna katılmıştım, ıslak puslu bir İstanbul akşamı. Konu "aşk ve nefret " ti. Herkes kendince, deneyimlerince bir şeyler söyledi. Aşk ve nefret ne zaman birlikte olur diye epeyce tartışılmıştı. Düşündüm yolda.
"Pek bir afili yalnızlık" rüzgarları esiyordu gecede. Yürürken yolda dağılmış ıslak kuru yaprakların hüzününe yoldaş olurken kaybedilen bir şey, tıpkı dökülen yapraklar gibi bir şey olduğunu düşündüm. Yaşamdan kaybedilen bir şey. Yaşamımdan kaybettiğim bir şey. Ne olduğunu bilemeden, anlamadan, yaşanmadan kaybedilene çekilen sonsuz acı. Keşke dedim keşke düşündüklerimi tam dile getirebilseydim. Aşk ve nefret bir arada olunca melankolidir diyebilseydim...
"Melankoli sevgi nesnesinin kaybına verilen ... tepkiden çok, elde edilemeyen bir nesneyi kayıpmış gibi göstermeye dair hayali kapasite" ** diye yazıyor Cogito'da. "Melankolide aşk ve nefret bir arada var olur ve sadece bilinç dışının yasaları altında olası uzlaşmalardan birine varılabilirmiş. Bu uzlaşma devam derse güzel elbet... Ya uzlaşma olamazsa?
Bazı kokular, bazı şiirler, bazı sözcükler, yaşandıkları zamana kenetlenmiş kalmıştır, karşınıza çıktıkları an melankoliyi diriltir. Yaşanmamış hayalleri yeniden anlatır, hatırlatır işte! Özellikle şarkılar. Yaşanmamıştır üstelik çok da gerilerde kalmıştır ama o şarkıda yaşanmamışı yeniden duyumsarsınız tüm yoğunluğuyla. Emre Aydın'ın duyguyla seslendirdiği hüzünlü güzelim şarkıları da 2007 yazından deniz kokularını getirecek her estiğinde.
Afili Yalnızlık
( söz ve müzik: Emre Aydın-Haluk Kurosman)
Ölsem, ölsem, ölsem... hemen şimdi
Kaçsam, gitsem, kaçsam... tam da şimdi
Bu kez pek bi afili yalnızlık
Aldatan bir kadın* kadar düşman
Ağzı bozuk üstelik... bırakmıyor acıtmadan
Bu kez pek bi afili yalnızlık
Ağlayan bir kadın kadar düşman
Tuzaklar kurmuş üstelik
Bırakmıyor acıtmadan
Bitiyorum her nefeste
Ne halim varsa gördüm
Çok koştum, çok yoruldum
Ve şimdi ben de düştüm...
Sövdüm, sövdüm, sövdüm, ben dünyaya
Acılara, sokaklara, ait olmaya, insanlara
Bu kez pek bi afili yalnızlık,
Aldatan bir kadın kadar düşman
Ağzı bozuk üstelik bırakmıyor acıtmadan
Bu kez pek bi afilli yalnızlık
Ağlayan bir kadın kadar düşman
Tuzaklar kurmuş üstelik
Bırakmıyor acıtmadan
Bitiyorum her nefeste
Ne halin varsa gördüm
Çok koştum çok yoruldum
Ve şimdi ben de düştüm
Değmezmiş hiç, uğraşmaya
Bu kez mecalim yok hiç dayanmaya...
dayanmaya
Bitiyorum her nefeste
Ne halim varsa gördüm
Çok koştum, çok yoruldum
Ve şimdi ben de düştüm
Git
(Söz ve müzik: Emre Aydın)
Git gideceksen bekleme
Farklı değilsin sen de
Gideceksen bekleme
"Adam olmaz" dedin senden
"Adam nedir" dedim içindem
Farketmezdi değişseydim
Güvenseydim ya da salıverseydim
Git gideceksen bekleme
Farklı değilsin sen de
Gideceksen bekleme
Git gideceksen bekleme
başka bir şey söyleme
Gideceksen bekleme
"Artık olmaz" dedin senle
"Çok eskitti beni bu hikaye"
"Tamam" dedim "tamam kabul"
Laf anlatılmaz ki gerçeğe
Git gideceksen bekleme
Farklı değilsin sen de
Gideceksen bekleme
Git gideceksen bekleme
Başka bir şey söyleme
Gideceksen bekleme
Ben üşümem, sen geç beni
Sıkı giyin kandırma kendini
Bir şairin şiirinden ibaret
Tüm bildiğin... büyük ihtimalle
Git gideceksen bekleme
Farklı değilsin sen de
Gideceksen bekleme
Git gideceksen bekleme
Başka bir şey söyleme
Gideceksen bekleme
Git gideceksen bekleme
Başka bir şey söyleme
Gideceksen belkleme
Kim Dokunduysa Sana Ona Git
(Söz: Emre Aydın -Haluk Kurosman
Müzik:Emre Aydın)
Yapma... dokunma
Kim dokunduysa sana... ona git
Nerede unuttuysan beni... orada kal
Ezdirmem kendimi sana
"Yaptım çünkü aşık oldum" deme,
Konuşma
Ona öyle demezler buralarda
Alem inansa sözüne, ben inanmam
Beş para eder mi varlığın?
Ki yokluğun beni acıtsın
Alem eğilsin önünde, ben eğilmem
Yapma, dokunma
Kim dokunduysa sana ona git
Nerede unuttuysan beni orada kal
Ezdirmem kendimi sana
Sen öğrettin bana ağlamayı
Başıma yastık basıp hıçkırmayı
Alem affetse seni, ben affetmem
Onlar gibi değilim ben
Adam olmadı hala benden
Adam kölen olsun senin, ben olmam
Yapma, dokunma
Kim dokunduysa sana ona git
Nerede unuttuysan beni orada kal
Ezdirmem kendimi sana
Yapma, dokunma
Kim dokunduysa sana ona git
Nerede unuttuysan beni orada kal
Ezdirmem kendimi sana
Yapma, dokunma
Kim dokunduysa sana ona git
Nerede unuttuysan beni orada kal
Ezdirmem kendimi sana
bu güzel şarkılardan ardından daha önce de yayımladığım "Bugece en hüzünlü şiirleri yazabilirim" adlı bloğumdaki
bir adsız denemem de adına kavuştu :
Melankolinin Yıldızları
birazdan kucaklayacağım ılık sokakları
gece yelinin türkülerini arayacağım göklerde
gecenin yıldızlarda ve yıldızların da
ah o yıldızlar diye düşlediklerimin...
ah o yıldızlar...
melankolinin...
buz mavisi olduğunu görüp
hüznümü çimenlere, çiçeklere yazacağım
belki de yeşili uçmuş yapraklara,
çiğ taneleriyle değil, gözden akan yaşlarla.
ezgi umut
** YKY Cogito Melankoli 51 YAZ 2007
* "adam" diye okuyorum ben...
*** http://blog.milliyet.com.tr/Blogum.aspx?BlogNo=59136
Şarkı sözleri Emre Aydın'ın "afili yalnızlık" adlı Cd sindeki kitapçıktan alınmıştır.