Bütün babaların ve anaların, en güzel düşü çocukların iyi bir yaşama kavuşmalarıydı. Kardeşler hep birbirlerini merak ediyordu. Hep hasret bizimleydi bu koca şehirde. Bu kent kocamandı ama sokakla..
Söylesene anne, beni duyuyor musun? Neden korkuyorum ben? Babam nerede benim? Neden eksik bazı şeyler hala? Ne zaman tamam oldu ki zaten her şey, şimdi tamam olsun, öyle mi? Allah k..
“Ağlamak zayıflıktır” demişti köyümüzdeki yaşlı kadın ayrılırken. Eğer doğruysa onun dediği, anılara ağlamak zayıflıksa, ben zayıfım Sevda. Yaşadıklarımın geçmişte kaldığını duyumsamak, derin izler..
Gurbetin vermiş olduğu yalnızlık duygusu hepimizde var. Bu kentin sokakları yüreği yalnızlık hüzünleriyle dolu insanlarla dolu... Bu kentte yaşamanın bedeli belki de bu yük. ..
Yine sonbaharda gönlüm. . Yine ayrılıklarda gönlüm. Yine sevdanın göçebe yollarındayım. Bu sonbahar bana hüzün veriyor Yağmur gözlüm. Bu sonbahar bana, ayrılık anlarını, eski günler..
Her iki ağabeyime sevgilerimle Yıllar önceydi. Annem ve ağabeylerim hafta sonu tatilinde köyde birlikteydik. Soğuk ve yağmurlu bir gündü. Dışarıdaki nemli ve buzlu hava sanki içimize işlemi..
Benim için yılbaşı, çocukluğumda milli piyango bileti demekti. Babam hepimize ayrı ayrı birer çeyreklik bilet alır, bizler o süslü biletleri bir hafta boyunca cebimizde saklardık. Yılbaşı geceleri..
Bir babalar günü daha geldi işte... Babasız, öğretmensiz olarak kutlamak ne kadar hüzünlü! Yine büyüdü içimdeki o öksüz kalan duygum... Kimsesizliğimi yaşadım bir kez daha.<..
Öğrencilik yıllarım bekâr odaların soğuk ve nemli duvarları arasında geçti. Evin duvarlarını renkli gazetelerle kaplamıştım. En çokta çıplak kadın fotoğrafı bulunan gazete sayfalarıyla... Ama babam..
“Sen ne kadar şanslısın,” demişti yıllar önce kız arkadaşım Işıl. “Kardeşin var, baban saygın bir öğretmen, anneni sevmeyen yok. Oysa benim hiç kardeşim yok. Evde hep yalnızım. Kimi zaman, babam ar..
Yazılarında insanı derinden etkileyen yoğun bir duygusallık, hüzün, karamsarlık ve yalnızlık vard..