Güneş perdesiz camdan içeri vuruyordu.Yatakta yön değiştirince kolumdaki saatte okulu açma zamanının geldiğini gördüm. Geç kalmadan tek kat giysimi aceleyle giyindim. Okulun yükseğe kurulmuş olması..
Ekim ayının sıcak günleri sayılı olsa da, o sayılı günlerden birini yaşıyordum. Sakarya ilinin elli beş kilometre uzağında kuzeyin rüzgarlarına göğüs geren küçücük bir ilçe Karasu. Sakın buraya kad..
Dede olmadan önce dudağından düşürmediği türküyü tutturdu; kimseler duymuyordu. İzleyiciler top sahasında duyulan tok sese kulak vermişlerdi. Yüreği hoparlördeki sesi duymazlıktan gelmedi. Düşündük..
Sabahın ışığı vuruyordu balkona. Balkonda dürülü duran şemsiye hiç açılmadan kışın geçmesini bekledi. Kim dürmüştü bu kırmızı şemsiyeyi, ne zamandır bekliyor kapalı balkonda? Şemsiye açılınca kaplı..
Öykü, olmuş ya da olabilmesi olanaklı olayları, durumları, insan yaşamından gerçeğe uygun kesitleri yer ve zamana bağlı olarak kimi kez gerçekçi, kimileyin düşlemsel (fantastik, gerçek dışı olaylar..
Öykü deyince Öykü şiire en yakın türdür. Bu yakınlık her iki türdeki dilin kullanımından kaynaklanıyor. Dili yoğun, ekonomik kullanmak anlatıma derinlik kazandırdığı gibi okuru da gereksi..
Oyun Leman , korkulu gözlerini kocasında gezdirdi . Kütürdeyen yüreğini tutup olanları duyurmamaya , saklamaya çalıştı . Leman kendisiyle hesaplaşmasını sürdürürken oturma odasının ..
Bunca yıl geçmişti hay huyla. Hesaplar tutmadı hiç. Günü güne, haftayı haftaya, ayı aya, yılı yıla ekledi durdu. Sonuç, ucu ucuna gelmeyen bir hesap. Yaşam düşü sürerken başuc..
Bir sızlanış, arayış sürüp durdu. Duyduğu yalnızlıktı bu koca kentte. “Gir” sesini alınca doğruldu yatağından, gördüğü düşü unutmamıştı. Bir bir canlandı konup göçenler usunda. Ağlamaklı ..
Harman sonuydu. Herkeste bir koşuşma vardı. İşini tezden bitirip içeri taşınmaya uğraşan köylüler birbirleriyle yarışıyorlardı sanki. Öküz çetenleri durmadan gidip geliyordu köy yolunda. Çete..
Türkay KORKMAZ, umuda yolculuğu ertelemez. Mermeri delenin damlanın sürekliliği olduğunu bilir. Y..