"Gökyüzünden kopup gelen kar taneleri Birbirine çarpmadan inermiş ya yeryüzüne Hani…" Biz neden birbirimize çarpa çarpa yürüdük anne? Acıdı da, ağladık anne… Neden anne?..
Kaç hikaye dinledik... De, güldük. Düşündük başımızı eğip, içimize döndük. Ne kadar da nağmeler mırıldandık ağlarken hatta. Ne o? Anlamadık. Kaç adam öldürdük elimiz kansız. ..
Temmuz, Dağıt; sal alevden saçlarını temmuz.Yangınında ölür bu devran… Sen sorumlusun Yaz aşklarından…Ve, aşkın od’una düşen kalplerin Günahından. Denizin şavkında oyna..
Girmeli şimdiden toprağı yaş mezaraİsimsiz mezartaşının üzerinde Güneşler batmalı, ...mevsimler geçmeli.Çürümüş otlar bürümeli, sarmaşıklar sarmalıDoğum tarihini. Adsız ölmel..
FarkındayımNeyi, neden kaybettiğimin.Sığınmadım hiç aptallığınkahkaha arkalarına, Baktım hep, baktım…Düz, riyasız, hesapsız, sadece, gördüm... Farkındayım, Niy..
Çokca kıyısındayım zamanın;Çokca soytarısıyım bu şehrin.çokca, palyaçoyum yüzümde boyalar renk, renk...Çokca sağaltıyorum gözlerimden yaşları...çokca, çokca boşalıyor acılar..
Öyle değil… Öyle değil dostum sevmeler… Her tende bıraktığın aşk ısırığı sevişmeler. Günahların koynunda geçen Zaman… Ardında kalan. Kalp kırığından akan kan pişmanlıklar..
Kaç gün yemek pişecekBu ev de?Dumanı üstünde tıngırdayan tenceredeVe mutlu.Bir o kadar da aydınlık…Kaç gün daha sarılacaksın?Sıcak ve kalıcı, aşkla!Ve daha ne kadar bakaca..
Düşüncelerin koyuluğunda…Karadeniz kadar derin ve hırçın;Susuyorum! Redd-i miras; kararım! Sevgili…Yazgımın sana dair yazılan kısmında, Ne ise, Yaşanılan; iyi ya da kötü… <..
Deli-dolu, akıllı, yalandan yere çamura yatan, normal değerlerde zekalı, esprili, şakacı, kendin..