1973 Genel Seçimleri öncesidir. Adalet Partisi Genel Başkanı Süleyman Demirel, ileride kendisiyle atışmaktan bıkmayacağı yılların daha henüz başlarında -tam da o günlerde İsmet Paşa'yı devirip CHP'..
Güneşin mesaisini erkenden bitirip de artık yavaş yavaş elini eteğini Başkent'in üzerinden çekmeye başladığı kış günlerinden biriydi. Kimi Moskovalılar trafikte tampon tampona yol alan araç..
Köşelerinden birine titreyen ellerle damga vurulmuş vesikalık bir fotoğrafın üzerindeki fazla gelmiş mürekkep henüz tam kurumadan ve bir de üstüne üstlük aceleyle kapatılmış sayfalar yüzünden..
Kızım üniversiteyi Moskova'da okurken, tek korkumuz okulunu bitirdikten sonra bir yabancı ile evlenmesi ve sonra da bizi bırakıp eşinin ülkesine gitmesiydi. Bu konu hakkında kendisiyle konuştuğumuz..
Elindeki süngüyü sallayarak üzerime doğru koşuyordu. ''Ne oldu mahalleye filmciler geldi de tarihi bir film mi çekiyorlar böyle, elde eski silahlar, süngüler?'' diye kendi kendime sorarak, sağa sol..
Geceyarısının çoktan geçildiği, hatta daha doğrusu, güneşin doğup, ortalığın da aydınlanmasına sadece bir kaç saat vardı denebilecek bir vakitte, elimdeki kitabı bitirdim. Türkler Almanya'da. Yazan..
Milliyet Blog'daki kişisel tanıtımımda 'Okur yazarım, yani önce okur sonra da okuduklarımı yazarım'' dememe rağmen, epeydir dengeyi bozmuş, sadece okur olarak sürdürüyordum edebiyatla ilişkimi...
Sevdiği yerlerden ya da dostlarından, arkadaşlarından uzağa düşünce geçmişi hep iyi olarak anmak, insanın doğasında vardır. O anları, insanları hafızamızın kuş tüylerinde saklarız ufacıcık bir parç..
Çocukluğun asıl tadı; sokakta oynarken düşe kalka dizlerini kanatarak ve üstüne başına annenin sabah giydirdiklerini mümkünse ucundan kıyısından da yırtıp kirleterek çıkar. Hele bir de terledikten ..
1972 yılında, ben daha henüz altı yaşındayken bizimkiler bir gün, ''Hadi yazlığa gidiyoruz'' dediler. Altı yaşında çocuk, hele de o zamanlar bırakın şimdik..
Okur yazarım. Okur yazarlıktan kastım, okuduklarımı yazmamdır ki, bu yazılarımı genellikle 'kitap..