Barış için savaşıp ötekileştik, İlim arası bilim yedikçe zihnimiz bönleştik, Rus’u Alman’a, Arab’ı Amerikan’a körleştik… Ey gençlik! Taa ezelden savaşa karşıydık,..
Gümüş gecenin, kendi rüyasında Aydede' nin, Söndüreceğim okşaya okşaya kutlu balıkları, Ayaklarıma bulaşan ateşten suyu Kevser' in, Yıkasın, arınacağım, geçeceğim yolları.....
Aklına mı küstün de, bedeninden vazgeçtin? Aynı zamanda daha kaç kişi edeceksin? Bırak çok şey olmayı, sade ve sıradanı isteyeceksin, Sanki kalp damarlarını hepten gölge tık..
Geçmiş ile gelecek arasında en kısa an; Üzüntüden endişeye uzanan, Tatlı bir huzurdur,bugünkü zaman. Boşver! şimdi gölgeyi güneş yesin, Yeter ki, huzurun şekerlemesi..
Dudaklarını içmek isterdim kana kana, Bilmem kaç mil öpücük derinliğindeki... Bilsem de olmadığımı, aşığın olmak isterdim, Ama sen yolunu, yüzyıllar önceden seçmişsin.....
Bilmek hayatta kalmaksa; Yaşayarak öğrendik, Hayatı sanata verdik, Tabiata baka baka filozof, Yüzlere aka aka simyacı olduk… Issız ve derin bir yağ..
Mutlu ölmeli insan! Giydiği don eğreti durmasın, Uzak mazide kalıp, güneşli yaz günü dolu vurmasın... Tozlu raflara gömülüp, bekleme bahar gelsin; La mekanın çarkına dönüp, ..
İçim akıyor zamana ; Bin yıllık bir hikayem var, Zamana anlatacak... Ürkerek çekiliyor sessizlik, Ve ben şimdi anlatmak istiyorum hikayemizi; Öpüşm..
Ne ağlayıp duruyorsun? Bir tek sen mi acı çekiyorsun? Tarih denen dilsiz kuyu, Duymaz mısın? ceset dolu… Tarifsiz acılardan taştın da geldin, Akıtı..
Beş yaşında bir çocuk; Sarıya boyalı çiçek tarlasının ortasında, Babası ile saklambaç oynuyordur, Gökyüzü masmavi tepelerinde sallanırken; Güneş o gün sanki herkes i..
Ayça Marangoz Coşar, Üniversite, Akademi istanbul, Gazeteci Abbas COŞAR , Mektebi Mülkiye, Ye..