lodos gibi es yüreğime al götür beni uzaklara seni sensiz yaşadığım masal dünyama…… zamanı bilmediğim diyarlarda yaşa benimle sensizliği uykuya hasret gözlerimde ..
kaç gece daha kaçacaksın gerçeklerden kaç sabah daha acılar içinde uyanacaksın geçmişi özlemekten ne zaman vazgeçeceksin geçmiş seni ortada bırakmışken daha ne kadar ruhunu hırpalay..
mor salkımlar arasından binbir renk çiçek içinden düşünmeden dikenleri yara bere içinde koştum akan her damla yüreğimde pıhtı oldu bedenim seni düşlerken buz kesti yaralarım..
hani bazen hiç birşey yapmak istemeyiz boşluğa dalıp gideriz daldığımız noktada başlar hayat tiyatromuz; tek tek sahne alır yaşlarımız çocukluğumuz gelir önce masum yalanla..
ılık nefesinde canlanmayı özledim bir mandalın ucuna takılıp, baharı içime çekmeyi özledim tenine gömlek gibi yakışıp, meltemin yüzümü bahar kokularıyla okşamasını özledim sıra ..
kavgalarını içinde saklarsın her birini hayallerinde kurduğun küçük mutlu dünyanda tüketirsin öfkeni kerpiçten yapılmış evinin önünde, çamurdan yaptığın kaleleri yıkarak sindirirsin..
güneşin tenimi yaktığı gibi ısıtmalısın içimi kar ayazı gibi titretmelisin bedenimi sahile vuran dalgalar gibi okşamalısın ruhumu nadir bulunan bir orkide gibi söylemelisin şarkımı ..
hayallerimden çaldım kelimelerimi her bir heceyi göz yaşlarımla suladım damlalar yağmur olup aktı benliğime tüm umutlarım bulutlara karıştı iki kelimeydi büyüttüğüm hücrelerimde ..
umut dediğin; doğmayan güneşin ışıkları gibi her gün ayrı tonda görünür. ömrü kısa renkli kelebek misali nadir bulunan pırlantanın göz kamaştıran parlaması gibi hayallerimi bi..
kağıda kaleme söz geçirip, kelimelerle sevgiyi büyüleyebilmek gecenin bir yarısı kümelenen yıldızlara aşkı anlatabilmek güneşin sıcaklığını bırakıp, yüreğine sığınıp; mabedinde yaşlanm..
beynimin içinde amaçsız dolaşan harfleri bir araya toparlayıp önce kelimeler haline getirmeliyim ..