Yüreğimde bir şeyler un ufak, kırgın, yorgun, üzgünüm. Sona doğru yaklaştığımızın farkındayız aslında. Yıllar geçerken, o kadar çok şeyi de yanına verdik ki, ''al bunu da götür'' diye... Önceleri..
Yine aşk cinnetleri, cinayetleri ! Terk edildiği için hayatına kıyanlar! Aşıkların elinde testere, bir zamanlar sevgi ile dokunan elleri kan içinde, gözlerinde donuk, buzlu bakışlar! ..
Sen, giderken öyle çok şeyi de alıp götürdün ki bizden. Önce, nefesimiz kesildi sanki. Gözlerimizdeki ışık söndü aniden. Nefes alamadık, yutkunamadık. Kas katı kaldık ölüm haberini aldığımızda. İna..
Kırklı, ellili yaşlara gelindiğinde geriye bakıp yaşantımızda istediğimiz yerde, istediğimiz insanlarla birlikte isek pek sorun yok gibi değerlendirilebilir. Eh işte yaşayıp gidiyoruz çok şükür der ..
Yıllar önce evlerimizin önünde, bahçe duvarları üzerinde oturup gelecekle ilgili hayallerimizden bahsederdik. Okumak, meslek sahibi olmak, aile yaşantısına maddi, manevi katkıda bulunarak, d..
Hepimiz yaşamın içinde çeşitli sıkıntılarla karşı karşıya kalıyoruz. Sebebi ne olursa olsun bu sorunların üstesinden gelerek yaşamak zorundayız. Ama öyle bir an geliyor ki... Çaresizlik, ..
Hani, içinizde bir volkanın patlamak üzere olduğunu hissedersiniz bazen, boğazınızda yutkunamadığnız yumruk gibi birşey vardır. Yutamazsınız. Çıkarmak istersiniz çıkmaz. Zorladıkça daha bir sıkıntı ..
Bu isyan!, şiir değil, kafiyesi ölçüsü yok. İnsanlık ayıbına isyan, acı ile minnetin beraber baktığı gözlere utancımız.. Eğilmesi gereken başların, yerde araması gereken, parça par..
İnsanoğlu doğduğu an yaşlanmaya başlarmış. O taptaze, narin bebek teni, o kendine has kokusunu yayar koklandığında. Günler geçtikçe bu taze deri kalınlaşmaya, sertleşip gerilmeye de başlar bilirsin..
Yaşamı tüm engellere rağmen sürdürmekten yorgun bir savaşcıyım. Anadolu Üniversitesi İş idaresi Bö..