Çocuklar Çocuklarımız Dayanılmaz ağrılarla doğurduğumuz Uykusuz gecelerle büyüttüğümüz Bir „ah“ dediklerinde, saçlarımızı yollarına halı ettiğimiz Sevgililer..
„Yüzüklerin Efendisi“ olur da, „Blogların Efendisi“ olmaz mı? Olur elbet. Çünkü her yerin efendisi veya efendileri olur. Bunlar seçkin ve seçilmiş kişilerdir elbette. Bir mekana girdiklerin..
Yine zor zamanlardan geçiyor ülke. Yine zor zamanlardan geçiyor dünya. Yine yerkürenin dört bir yanı tarumar. Parçalanan, bölünen ülkeler; yanlış bir islam anlayışı peşinde insan öldüren, ..
Yazmaya gönül vermiş kişilerin yüreğinde, her zaman bir kitap yatar. Yani, yazdıklarını bir kitap halinde bastırmak. Ya da en azından bu, şimdiye kadar böyleydi. Düşündükl..
Genelleme yapmak istemem ama biz insanların, söylenen bir şeyi, kastedildiği anlamda değil de, anlamak istediğimiz anlamda anlamak gibi bir alışkanlığımız var gibi geliyor bana. Konumuz Mil..
Bir haber gelir bir gün.. Şaka zannedersiniz önce. Yanlış okudunuz veya yanlış duydunuz sanırsınız. Bir daha, bir daha okursunuz. İnanamazsınız. Bir yanlışlık olmuştur mutlaka.
İnternet mi, yazılı basın mı? Blog mu, kitap mı? Sanal dünyanın sonsuz sayfaları mı, beyaz kağıt üzerinde siyah harflerle sınırlı sayfalar mı? Kitapçılardaki raflarda bir yer edi..
Bugün bir ifşaatta bulunacağım. Kötü bir blog yazarını açıklayacağım size. Hem de imasız, dokundurmasız, açıktan açığa. Hiç çekinmesiz. Bütün sonuçlarına da katlanmaya hazırım. Bu sa..
Blog yazmak "Boş İş"miş! Blog okumak ne o zaman? Haydi okuyun, siz de boş bir iş yapın! Biz ne yapıyoruz burada? Yazıyoruz! Okuyoruz! Okumak, yazmak boş işm..
Blog yazıyoruz. Belli ki bu işi seviyoruz. Aramızda hergün yazanlar var, hergün birkaç yazı yazanlar var. İki üç günde bir yazanlar var. Daha seyrek yazanlar var. Kafamızda belirmiş b..
Uzun yıllardır yurt dışında yaşıyor. İsviçre'de Adalet Bakanlığı'ndaki mesleği yanında tiyatro ya..