Napoli’de gördüğüm Standa, Upim gibi süper marketler neden Ankara’da da yok diye bayağı üzülmüş ve de ne kadar kıskanmıştım bilemezsiniz. EEE medeniyet işte demişti anneciğim. İnşal..
Zaten bir gariplik olduğu başından belli idi. İlk uyarıyı Foça’da aldım. O gece televizyonda eski bir kovboy filmi izlerken sızıp kalmışım kanepede. Sıcak mı sıcak bir Ağustos gecesi. Tiger’ın ulur..
Fındık Kırma fabrikasında, Uzun, tahta masa. Etrafında kızlar, kadınlar. Aliye; on altı yaşında. İki sıra sırma saçı, sıkıca örülmüş. Manisa eğitim..
Anafartalar Caddesi Ankara’nın, bir ucu Saman pazarı. Birde Heykelden çıkan yol. Kesiştiği yerde yokuş aşağı, Bent deresi başlar. Sağlı sollu kahveler, yedek parçacılar, işportacılar. Yukarıdan Kal..
Gene uyandırdı mahut bel ağrısı. Güneş de erken uyanmış bugün. Bilmem ki, çeker mi o da siyatikten? Oğlan uyuyor yatağında. Şimdi bile şeytani bir gülümseme dudaklar..