Bir zamanlar bende çocuktum.Üstüm başım kir-pastı.Akşama kadar bir top peşinde koşardım da, Akşam ezanı okununca eve dönmem söylenirdi… Babamdan almasını istediğim ışıklı ayakkabılar ..
Bir böceğin adı neden 'Ağustos' olur ki?Eğer yalnız ağustosta acı çekiyorsa o başka tabi… Ben yabancısıyım bu engebeli soruların.Denizaşırı bir acıdan geliyorum.Biraz yorgunumBir..
Hani, Köyün en güzel kızına yakımca abayı çoban, İki aya kalmaz köyün delisi olup çıkarmışya; Öylesine güzelsin ki, Dünyanın eli kötekli delisi olmaya razıyım ben.....
Gelişin gibi oldu gidişinde. Öyle bir çıktın ki hayatımdan, Ardın sıra kimseyi sağ bırakmadan. Eşkâli hala belirlenemedi bu sevdanın. Oysa ben, Bir şeyler düzelir sanmıştı..
Şimdi hangi mısrada hüzünden bahsedilse, Kulakları çınlar benim ülkemin. Ölmeden önce babasından aldığı bereyi Başına takan bu çocuk, Önünde durduğu duvarın şarapnel ..
Yürürken, Ardım sıra kalma. Hızlı at o küçük, pembe adımlarını... Bugün senin günün madem, Vermelisin mutluluğun hakkını.. Sanırım itiraf etmeliydim..
Yazarak değil;Kemirerek tüketiyorum kalemlerimi sırtından.Saçlarım yerine yenileri gelmeyecek, hissediyorum.Yada pul pul dökülen derim, Bu yarışı bitirmeyecek onlarla. Açlıktan, s..
Bir şeyler kalsın isterdim gidişinden sonra bana dair..Oysa iki saatlik uyku sonralarında, Gözlerimdeki çapakları silmek için her baktığımda aynaya, Beni bile bırakmadığını görüyorum bana...
Eskiden terliklerim mescit önünde dururdu, Şimdi aklımın köşesinden bile geçmiyor.. En iyisi şimdi git beş yıl önce gel, O zaman, belki zamanlısındır..Ey içtiğim yeşil sular;Tutu..
Kulaklarım uğulduyor yokluğunun yüksekliğinde, Öyle ki atsam kendimi, ecelimle ölürüm düşmeden yere!! ..