İnsanın kendinden bahsetmesi meselesi benim için zor konuların başında gelir. Bu anlamda söylenebilecek ne varsa yaşam denilen o sürekli değişim içerisinde olan yapının karşısında hep eksiktir zira. Yine de dün isteyerek yaptıklarımdan bahsedebilirim, istemeden yapmak zorunda kaldıklarım konumuzun dışında... Birkaç uzun soluklu seyahatim oldu. 2007'de karayoluyla İran üzerinden Pakistan, Hindistan ve Nepal'e gidişimi anlattığım benim için önemli bir 'iç yolculuk' olan anı-seyahatname türünde ilk kitabım 'Hindistan Yolu' 2011 yılında yayımlandı. Suriye üzerinden Ürdün, Lübnan ve Mısır'a gidişimi aktardığım 'Bedevi Kızı' ise 2015 yılında... İnsanın şartlanmalarından kurtulduğu oranda kendi olduğuna yürekten inanırım. Ve kendine olabildiğince objektif bakabildiği oranda... Bu anlamda kendimi kendime yazarak anlatırken yolu kaybetmiyormuşum gibi geliyor! Dünya, bu kadar kayıp insanla doluyken yetmiyormuş gibi insanın kendini kendinden de koruması gerek; zihin bulanıklığı, kafa karışıklığı yaratan etkilerden... Ama en önemlisi ve olmazsa olmazı derin uykulardan çıkıp insanın kendi düşüncelerine, kendi fikirlerine uyanmasıdır! Bana öyle geliyor ki kendi zihninin sahibi değilsen, sen diye birşey de yok!
- Toplam blog
- : 118
- : 631
- Kayıt tarihi
- : 07.10.13