Hakikati salt aklına ve ilmine güvenerek aramak, karanlık bir gecede, ıssız bir çölde kafa feneri ile yolunu bulmaya çalışmaya benzer. Ara sıra doğru yolu görse bile ekseri olarak önüne kayalar, uçurumlar, çalılar vb çıkar. Onlara takılır, incinir, yaralanır. Bir ömrü böyle debelenerek heba eder. Allah'a iman ise o karanlıkları aydınlatır ve hakikati arayan insana selametli yolu gösterir. Bu mânevi destek ile birlikte aklını ve elde ettiği ilmi kullanan insan dünya çölünde istikameti bulur, huzurla yaşar, görevini yapar ve âhirete kanatlanır. ÖNEMLİ NOT: Bu blogda yer alan yazılar şahsi yorumlarım olmaktan öte Kur'an-ı Kerim'in çağımızın güncel meselelerine odaklanmış bir tefsiri olan Risale-i Nur'dan alınan ilhamlardan süzülen damlalardır. Bu sebeple değinilen veya değinilmeyen sayısız değerli iman hakikatleri için Risale-i Nur'a başvurulmasını önemle rica ederim. Paylaşılan bloglar hakikat noktasında bazı hatalar, eksikler barındırabilir. Affımı önce Cenâb-ı Allah'tan sonra okuyuculardan dilerim. Paylaşım öncesi çok dikkat etsem de kendi zaafımdan ötürü hatalar olabilir. Hatalar nefsime, güzellikler aslolan Kur'an-ı Kerim'e ve O'nun tefsiri olan Risale-i Nur'a aittir.