Dünya (gerçekten-çok) küçük. Bunu inanarak söylüyorum, çünkü herkesi “bir yerden” tanıyoruz. Yılın yenisinde, yeni tanıştıklarımızı da “o yer”'den tanımamızda sakınca yok. Hatta “ayrılığın altı derecesi” adı verilen teori dünya üzerindeki herhangi iki insanın arasında sadece altı kişi olduğunu savunarak beni destekliyor. İstanbul Bilgi Üniversitesi Mezunuyum. İstanbul Anadolu yakasında yaşıyorum. İnternetin ve cep telefonun olmadığı yılların tadını almış bir insan evladı olarak, sürekli çevrimiçi yaşamanın insanı bozabileceğini düşünüyorum; deniz manzarası izlemek veya çimlere çıplak ayak basmak suretiyle elektriğinizden kurtulmak da güzeldir. İnsanın çekingenliğinden midir “kendimden bahsetmeyi sevmem”, yoksa gerçekten kendini tanımadığından mı? Anlattıklarından mı, yaşadıklarından mı, eylemlerinden mi tanırız kişiyi?