Kısa öz geçmiş: Gecenin kara yüzünde dişlenirken çığlıklar bir kadının sancılarının sükunete durduğunda, açtım dünyaya gözlerimi. Ilık süt kokuları kendi eksenine çekiyordu beni açlığımı bastırmak için- Kulak verdim içgüdülerime bedenimi saran iki kol yardımıyla ulaştım süt dökülen gözelere. Daha sonra iki sevecen gözün saçlarımı okşamasıyla kaldırdım kaşlarımı yukarı yine o sesini duyduğum kadın, ANNEM. Nasılda gülücüklerle donatmıştı odanın içini. Sanki dağlardan kar sökülmüşte bahar düşmüştü kapıya. Tarih1962.6. haziran dışarıdan akasya kokuları geliyor sanki ıhlamur kokusuyla el ele vermişlerde ziyarete gelmişler beni. Köyümün adı Çiğdem ondandır bu kadar güzel kokar çiçekler. Her gelen sene yeni zorlukları da getiriyordu beraberinde bizimle beraber büyüyordu sorunlar. Biz mağdur kalmayalım diye babam ömrünü pas pas etmiş bizlere adamıştı hayatını. 4 kardeştik 3 erkek 1 kız. Ben iki numara idim. İlkokuldan sonra, tornacı çırağı olarak yaşama atıldım seçtiğim meslekle beraber. Kopmaya başlamıştım doğduğum topraklardan. Her yaş kendi ekseninde sürgün kılıyordu bedenimi . 1974. yılının mayıs ayında RUHİ SU. Müzikleriyle tanışım sanki içimdeki hapis duygular dile gelmiş. Beni anlatıyor ya da içimdeki mahcup acemi çocuğu Ruhi Su' nun etkisiyle başladı ilk şiirlerim. Zincirlerinden başka kaybedecek hiçbir şeyleri olmayanların ortak acılarıydı yazıp da yaşadıklarım. Şuan da Ankara'da yaşamaktayım 2 kız 1 erkek 3 çocuk Ozander, edebiyatçılar der. üyesiyim.
- Toplam blog
- : 151
- : 648
- Kayıt tarihi
- : 05.10.08