- Kategori
- Güncel
Aaa de bakayım..

Bebeler ağlıyordu , kolunda şırıngalarla ....dayanamaz onlar dedim dayanamaz hepsininki bize gelsin....
Doktor macerama Buca Tıp namı değer diğer adı Tapdi'deki doktorumla başladı. Doktorum '' a de bakayım '' dedi aaa dedim, boğazın tahriş olmuş, burunda tıkanıklık, ses tellerinde yıpranma var. Verdiğim ilaçları kullan 10 gün sonra kontrole gel dedi.
Antibiyotik bitti benim hastalık hala devam ediyor gücümün tükendiğini hissediyordum. Özele gitmiştim bu sefer de sigortaya gideyim dedim . Buca Sigorta Araştırma Hastanesine gittim. Bildiğim doktor daha gelmemiş benim de vaktim yok işimle doğmuşum ya şirketi ben kurtaracağım. Orada arkadaşıma denk geldim '' Tülay bizim doktora muayene ol çok iyi bir doktor '' dedi.
Arkadaşımın tavsiye ettiği doktora muayene oldum.'' Aaa de bakayım '' ben yine aaaa , hımm boğazların tahriş olmuş. Gribal enfeksiyon var üşütmüşsünüz benim verdiğim ilaçları için. Muayene odasına da dalan dalana maşallah sanırsın içeride üç beş doktor var. Sigorta doktorumun verdiği ilaçları içtim, yine iyi değilim.
Ne varsa ailede var deyip aile hekimimize gittim. İki hafta oldu iyileşemiyorum ilaçlar bunlar dedim o da '' aa de bakayım '' aaa dedim .Çok üşütmüşsün antibiyotik yazayım yok yeter ilaç içtiğim fenalık geldi, iğne yazda daha çabuk iyileşeyim dedim. Kendim ettim kendim buldum diye diye iğneleri vuruldum. Yine iyileşemedim.
Üç haftada iyileşemedim, nur topu gibi bir hastalığım oldu.Tepecek Dr.Suat Sena hastanesine gittim. Ayakta duramıyorum , oturacak yer yok, ortalık kontrole gelenler, muayene olacaklar, sonuç gösterecekler ile dolu. Sisler içerisinde izler gibi izliyorum. Sonunda sıram geldi doktorum '' aa de bakayım '' aaa dedim. Sırtını aç dedi , içimden aa eskiden doktorlar bunu da derdi bak bu doktorum dedi dedim. Sırt dinleme faslından sonra röntgen ve kan tahlili istedi. Tahlillerim yapıldı. Hastalığımın adı kondu.
Birkaç gün sonra akşam üzeri fena oldum Buca Tınaztepe hastanesine gittim. İki bayan doktor vardı . Bir tanesi pek tatlı, ilgili diğeri ise fena mı fena derler ya öyleydi. Bana hava verdiler , havamı da aldım bana bakan doktor bitti gidebilirsiniz dedi. Diğeri ise bize doğru konuşma enfeksiyon bulaştıracaksın dedi. Maske vardı da ben mi takmadım, hadi ben takmadım siz niye maskesizsiniz dedim içimden dümdük tabi...Tam hastaneden çıkıyordum ki zoruma gitti doktorun söyleyiş tarzı ,geri döndüm. Doktor hanım size birşey demeden gidemedim dedim. Doktor baktı bekledi çok sevimsiz doktorsunuz dedim. Şaşırdı gözleri açıldı sen bana nasıl böyle dersin deyip bağırmaya başladı bu bağırmaktan da öteydi. O bağrışırken patt diye bir boşluk bende bir çığlık !
Aaaa zatürreyimmmm ben ! diye diye uyandım.
İzmir'de hastaneler koah, zatürre, gripten dolup taşıyor. Nedir bu zatürre belirtileri diye merak ettim ve edindiğim bilgiler,
Hastalık belirtileri : İştahsızlık, aralıklarla üşüme, ateş basması, öksürük, öksürürken sırtta ve göğüste hissediilen ağrı, balgam,mide bulantısı, dalgın ve yorgun bir halde olma, söylenenleri algılamada zorluk, anlamama, dirençsizlik, şiddetli baş ağrıları,sürekli uyku ve çok su içme isteği. Yüzde yorgunluk, şişlik, renksizlik, gözaltı sararmaları, uykusuzluk hali..
Üzüntü ve stres hastalıklara karşı direnci kırıyor, öksürürken nefes tıkanıklığına yol açıyor. Üzerine dengesiz beslenme de eklenince H3N2 grip virüsü zatürreye çeviriyor.
Bu belirtilerden birkaçı var ise gribal enfeksiyon demeyin lütfen kan tahlili ve röntgen isteyin. Mümkünse ayık durmayın doktorlar ciddiye almıyor. Ayılın bayılın diyeceğim o da olmayacak.
İzmir'de hastanelere gribal enfeksiyon diye gidenler zatürre ile dönmeye başladı. Tepecik Göğüs Hastanesi'nin belirli kısımları karantinaya alındı.
Zatürre olan 100 kişiden 5'i ölümle sonuçlanıyormuş. Ayrıca bakterilerin kanda görülmesi ve bütün vücuda yayılması ciddi rahatsızlıklara yol açıyormuş.
Hastalık geliyorum der sinyal verir de biz anlamayız ee doktoruna da denk gelmez isek büyür durur içimizde.Üşütmüşüm deyip eczaneden kendimizce ilaçlar almayalım.. Kişi kendinden bilirmiş işi bende hastalandığımı anlamam, umursamam beter böcek olana kadar direnirim.
Ben rüyası ile uyandım fakat bu gerçekle içiçe yaşıyoruz. Domuz gribinden ölenlerin sayısı 42 olmuş ki bence çoğu da bilinmiyor yada saklanıyor. Her yıl ülkemizde 5 yaş altında 7 binden fazla çocuk zatürre nedeni ile hayatını kaybediyormuş. İtalya'da 5 yaş altı zatürreye bağlı ölüm hızının binde 4, Yunanistan,Fransa,Almaya'da binde 5 iken Türkiye'de ise binde 30 olduğu KTÜ Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr.Ali Baki tarafından bildirilmiştir.
Aaa bir dee..
Ben sigarayı bıraktım , bıraktığımda buraya yazacaktım. Şimdilik iyi gidiyor sadece gerginlik, asabiyet durumları mevcut o da geçecektir. Sigarayı bırakınca damak tadım değişti. Meyveler, çerezler derken mutfağım markete döndü. Artık seneye de alkali diyete başlarım.
*
*** Not : Aaaa de bakayım ile muayene edilen hastaların sağlığından, yanlış tedavi ile hayatını kaybedenlerin vebalinden nasıl ki sağlık sektörünü ticarethaneye çevirenler sorumlu ise,
*
Türkiye Cumhuriyet'inin geleceğinden de seçime katılacak 31 parti, aynı zamanda birleşmeyip bölünenler sorumlu olacaktır.