Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Nisan '13

 
Kategori
Siyaset
 

Aba altından sopa göstermek

Sevgili MB yazarları ve okurları,

Ülkemizde giderek ısınan gelişmeler, tarafların birbirlerine karşı tavır ve üslublarının sertleşmesine, tabiri caiz ise, alışılmışın dışında, çığrından çıkmasına yol açtı.

Barış Süreci ve Akil adamların girişimleri, AKP'nin ve BDP'nin bu süreçteki tavır ve açıklamaları, ortaya konulan görüş ve argümanlar, toplumun hangi kesimini ikna edebilmektedir? Realist bir tavır ve tarafsız bir gözle gelişmelere bakıldığında, Akil Adamların, münazaradaki anti tezi savunma pozisyonunda oluşları, çoğusunun bilgi ve donanımlarının, toplumu ikna etmeye, topluma yön ve yol göstermeye yeterli olmadığı kanısını yaratıyor. Nitekim, toplantılarda, söz alanların, konferans için gelen iknacılara gösterdiği tepkiler ve kullandığı ifadeler, akil adamlar, BDP ve AKP kanadındaki oluşumların, beklentilerin dışında geliştiği endişesinin yaşandığını ortaya çıkarmaktadır.

Ancak, gerek Bursa, gerek İzmir mitinginde MHP başkan Sayın BAHÇELİ'nin siyasi tavır ve açıklamalarını destekleyen taraftarca kullanılan ifadeler (vur de vuralım, öl de ölelim), (sayın Bahçeli'nin ise, bilahere yaptığı açıklamalara göre, eğer ülkenin bölünmesine yönelik bir gelişme yaşanırsa, MERAK ETMEYİN O ZAMAN DA GELECEK sözlerinin) MHP'yi yasal zeminde zora soktuğu rivayet ediliyor.

Oysa, normal atmosferde suç unsuru olarak telakki edilen bu ifadelerin, daha önce ağır ve düşündürücü bir biçimde BDP'li milletvekillerince kullanıldığı, tehdit içeriği bulunan cümlelerin TV ekranlarından ve gazetelerden halkımıza yansıtılmış olduğu bilinmektedir. BDP'li vekillerin "BARIŞ SAĞLANMADIĞI TAKDİRDE, TÜRKİYE'DE HUZUR ESKİSİNDEN ÇOK  AĞIR BİR KONUMA SÜRÜKLENECEKTİR."

Abdullah Öcalan'ın ise, "GÖNDERİLECEK 5000  PKK' LININ DAHA BASKIN BİR GÜÇLE, 50.000 KİŞİ OLARAK DÖNECEĞİNİ UNUTMAYIN" sözleri,

Akil adam olarak kendisine rol verilen Ege Bölgesi Heyet Üyesi Profesör Baskın ORAN ise, 13 Nisan tarihinde İzmir Toplantısında yaptığı konuşmada (22 Nisan Sözcü Gazetesi haberine dayanılarak), "ABDULLAH ÖCALAN CESUR BİRİ. EYALET SİSTEMİNE GEÇİLMELİDİR. KÜRTLERE ÖZERKLİK VERİLMEZSE, METRO İSTASYONLARI,  ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ HERGÜN PATLAR. CESET PARÇALARI ÜZERİMİZE SIÇRAR" söylemiyle, Barış Sürecinde rol alanların adeta ABA ALTINDAN SOPA GÖSTERDİĞİNİ ANIMSATMAKTADIR. 

Bir bilim adamının, özgür düşünceyi savunan bir ikna üyesinin üslubu bu olmamalıdır. Bu millet terör tehditi ile mi barışa zorlanmaktadır. Topluma bu korkuların salınmasını, etik bir girişim olarak değerlendirmek mümkün değildir.

Hükümetimizce "ÖZERKLİK" ifadesinin bugüne kadar terennüm edilmemesine karşın, sayın AKİLİMİZİN, bu ifade ile toplumun karşısına çıkması, infial yaratmaz mı? Toplumun gerilmesine ve tepkisine yol açmaz mı? 

Kanaatimce bu süreçte, en nitelikli AKİL ADAMIN dahi, toplumu ikna etmek bir yana, rikkate getirme, huzursuz etme, öfke yaratma gibi zararlı bir gelişmeye sebebiyet verdiği görülüyor.

Barış için yapılacak girişimlerin ve kullanılacak üslupların, hangi taraftan gelirse gelsin, toplumun güvenini sarsacak, endişe ve umutsuzluklarına vesile oluşturacak bir konumda bulunmamasını temin etmek, en akılcı ve yapıcı, siyasi bir yaklaşım olarak değerlendirilmelidir.

 
Toplam blog
: 44
: 533
Kayıt tarihi
: 30.12.12
 
 

1947 yılında Erzurum'da doğdu. Başak burcundadır. Eğitimini  Ankara'da sürdürdü. DTCF Alman Filol..