Abdullah Gül' e ve ülkeye...

Umuyoruz ve diliyoruz ki, bu şartlar altında bile olsa seçilecek olan kişi, Anayasada belirtilen yemin doğrultusunda ve tarafsız olarak görevini yapabilen Laik, demokratik, sosyal hukuk devleti olan cumhuriyetin, Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı cumhurun başkanı olur.

Yukarıdaki satırlar, dünkü yazımın son paragrafındaki dileğim idi.

Bu yazının ardından Kayseri Milletvekili, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı, hemşerimiz Sayın Abdullah GÜL'ün Cumhurbaşkanlığı adaylığı açıklandı?

Geçenlerde bir yazı yazdım?

O yazının bir tarafı şöyle:

Bu gün ilk ve belki de son yazacağım. Son kez yazacağım çünkü Kayseri ve Kayseri'li olarak Sayın Abdullah GÜL'e sahip çıkıyoruz ve bunu da devam ettirmek istiyoruz. Ben inanıyorum ki, Abdullah GÜL, Recep Tayyip ERDOĞAN kadar değil. O, partisinin başkanı ve başbakan gibi, demokrasiyi Araç olarak kullanmadan yana değil. Veya en azından ben öyle olduğuna inanmak istiyorum.

Hemşerililiğimden de diyebilirsiniz. Olsun deyin. Bunda kendimi kınayacak bir şey göremiyorum.

Ama?

Dedikten sonra o günle ilgili söylemi üzerinde durmuştum.

Şimdi, yukarıdaki görüşlerimi aynen muhafaza ederek, bir kez daha üzerine basa basa şunu tekrar ediyorum?

Ben inanıyorum ki, Abdullah GÜL, Recep Tayyip ERDOĞAN kadar değil. O, partisinin başkanı ve başbakan gibi, demokrasiyi Araç olarak kullanmadan yana değil.

İsterseniz Hemşeriniz de ondan mı? diyebilirsiniz. Haklısınız da, ama benim tanıdığım kadarı ile Abdullah GÜL, siyasi tartışmaların dışına çıktığında, devletin Laik, demokratik sosyal hukuk devleti niteliğini koruma üzerine ettiği yemine sadık kalacak kadar dikkatli ve vatanını seven biri.

Bundan da kuşkum olmadığı için, adaylığı ve seçildiğinde de Cumhurbaşkanı olarak yapacağı görevi gereği gibi yapacağından kuşku duymuyorum.

Evet. Ülke ve millet olarak bu konuda çok gerildik. Ancak, salim akıl galip geldi ve TBMM'nin bu yapısı içinde en iyi tercihi ortaya koymayı bildiler.

Sayın Abdullah GÜL'e ve ülkeye hayırlı uğrulu olsun.

26 NİSAN 2007