Abdullah Gül AKP'yi bölebilir mi? Kim kazanır?

Paralel Ciamaat Terör örgütü ilan edilmeden önce Hükümete yönelik çoklu saldırılarını el altında yürütüyordu. Bir önceki yazımda belirttiğim gibi Türkiye'de AKP tabanını bölmeye yönelik olarak gizli açık geleneksel cemaatlerle görüşüyor ve onlara "Bu iktidar sizinde işinizi bitirecek, bunlar Ehli Sünnet Düşmanı, bunlara oy veremezsiniz. Hakan Fidan ve Efkan Ala İrancı" diye kara propaganda yapıyorlar, cahil cühela cemaatlerde bunu yemeye başladılar ve bunlar Hükümete tavır almaya yayın organlarında Hükümet aleyhine yazı yazdırmayı başardılar.

Bu bir, ikincisi BBP'nin içine sızıp Partiyi büyük oranda ele geçirdiler. Bu sayede AKP bölünürse bir siyasi güç olarak Meclise kendi Milletvekillerini sokacaklar. Muhsin Yazıcıoğlu sağ iken buna izin verir miydi? Asla. Gladio - Paralel ortaklığı uzun vaadeli hesaplar için öldürdü Yazıcıoğlu'nu.

Şimdi asıl büyük darbeyi indirmeye çalışıyorlar.

Abdullah Gül'ün uzun yıllar Britanya Sömürgesi Suudi Arabistan'da görev almış biri olduğunu ve onun İngiliz Kraliyet ailesine yakın durduğunu duymuştum bir dostumdan. Bu bende ona karşı şüphe oluşturdu. Gezi olaylarında tarafsız durmaya çalışmasını yadırgamıştım. İllimünati Cephesi Yurt içindeki enstrümanlarını sonuna kadar kullanıyordu. Hatta kendisi hakkındaki spekülasyonları da itibarsızlaştırmak için kontrolü altındaki TV komedi dizilerinde güya İlimünatiyi Tİ'ye alıyor bu konudaki Kamu Oyu dikkatini özellikle gençler arasında bitirmeye yönelik davranıyordu. Abdullah Gül yanlış yapmaktadır. Etrafında Paralel Ciaamate yakın adamları dinlemesi ve Başkanlık Sistemine karşı çıkması doğru değil. Üstüne üstlük birde "AKP'den davet bekliyor Milletvekili olmak için" iddiaları var. Bu iddialar doğru ise şu gündeme gelir "Kendisi aktif siyasete dönmek istedi de AKP mi engelledi?". 

Gül, bir siyasi liderin gelmiş olabileceği en üst noktaya geldi. Cumhurbaşkanı oldu. Unutmamalı ki onu Cumhurbaşkanı yapanlar AKP Milletvekilleriydi. İstemeyenlerde eşi başörtülü diye CHP idi. İddialar o ki onun siyasi bir parti kurarak siyasete dönmesinin AKP'yi bölemeyeceği yönünde. Bu kesinlikle doğru. Eğer bir siyasi parti kurupta (Daha önce bir yazımda da belirttim) AKP'ye karşı bölme siyaseti güderse 11. Cumhurbaşkanlığından gelen tüm itibarı bir anda biter. Bu halk asla böyle bir durumda Gül'e istediği oranda oy vermez. 

Paralel cemaat çok iyi biliyor, sağ partiler asla gidipte geçmişte kendi inançlarına jakobence davranmış inanç özgürlüğünün karşısındaki bir türlü Halk Sosyal Demokratı olamamış CHP'ye oy vermiyor. Paralelin içinde bile bulunup hala AKP ye oy verenler var ve bu durumdan kurtulmak itiyorlar.

Eh bunu nasıl yapacaklar BBP'de yada GÜL'ün partisinde yol açarak birde “Lalegül” desteği almaya çalışarak tabi. Ancak yapabilecekleri şey en fazla o da başarabilirlerse AKP'den %15 oy çalabilmek toplamda ve hiç değilse AKP oylarını %35'e kadar indirmek.

Bunu yapabilirler mi?

Asla....

Bu nedenle bir çok Paralel işbirlikçisi gidip Gül'e "Milletvekili olun ve partini bırakmayın" telkininde bulunuyor.

Hükümet bir yanda PKK'nın İsrailci kanadıyla, Paralel Siyonist işbirlikçileriyle, Britanya İllimünatisiyle, Nato Gladiosu Ulusalcı ve Solcu terör örgütleriyle mücadele alanı içinde.

Şu an ülkeyi barışa götürmenin çok büyük bir sorumluluğunu üstlenmiş durumda. Abdullah Öcalan, PKK içinde savaştan bıkan yaşı 40 üstü olanlar, Hükümetin siyasetini başarılı bulan Paralel Siyonistlerle iş birliği yapmayı reddettiği için zor urumda bırakılan İslami cemaatler, halkın hemen hemen yarısı AKP'nin yanında.

Benim Sayın Gül'e naçizane ve acizane tavsiyem şu, “hiç boşuna siyasete girmesin, zira siyasete girecekse de ya ortak emperyalizme, Siyonizme ve illimünatiye karşı olsun yada kenarda dursun itibarıyla beraber”.

Bakalım kim kazanacak?

Türk ve Kürt Halkı mı?  Yoksa Britanya Müttefikleri ve Ülke içi dışı maşaları mı?