Acı ama gerçek.... Örnek olmalı....

Merhaba değerli okurlar,

Geçmişe şöyle bir baktığımızda, basınımızda hakkında pek çok şey yazılıp, çizilmişdi......

Naylon fatura ve hayali ihracat gibi iddialar vardı hakkında.....

" Babalar gibi satarım .....

Alıcısı çıksın, geceleyin bile pijamayla çıkar satarım " demişdi......

Basında yer alan haberlere göre, oğluna mısır ithalinden vergiyi indirmiş ve ona babalık görevini yerine getirerek, 400 milyara yakın para kazandırmışdı......

İzmir'de Foça'da şirketi üzerinden aldığı araziyi 18 ay sonra, 1 trilyon 244 milyar karla satmış ama iddialara göre vergisini ödememişdi......

Telekomu sattıktan sonra kurumlar vergisinde indirime gitmiş ve 300 milyon dolar devletin kasasına tüyü bitmemiş yetim hakkı olarak girmesi gerekirken buna engel olarak, bu paranın birilerinin cebinde kalmasına neden olmuşdu.......

Milletin yiyeceğinden, içeceğinden %18 KDV alırken, olasıdır ki Başbakanın akrabasına kıyak olsun diye, elmas, yakut, pırlanta gibi kıymetli taşlardaki KDV oranlarını sıfıra indirmişdi.....

Tüm bunları yaparken, emekliyi, çiftçiyi, esnafı unutmuşdu......

Sıkıntı içerisinde olan bu insanlar, ona, kimbilir nasıl duygular beslemişlerdi......

Vakti geldiğinde, haklarını helal ederlermiydi, etmezlermiydi, bilinmez......

Ancak O, yapmış olduğu uygulamalarla, tüyü bitmiş ve bitmemiş yetim hakkını yediğinin farkında da olmalıydı.....

Ama o günlerde her şey onun gözüne toz pembe görünüyor olmalıydı....

Çünkü, yandaşlarca tutulan alkışlar, şak şaklar, bravo sesleri, o toz pembesi günlerin arkasından gelmesi olası koyu gri ve karanlık günleri görmesine engel oluyordu .....

Evet, kimden bahsettiğimi anlamışsınızdır.....

Maliye Bakanı Sayın Kemal UNAKITAN beyden bahsediyorum......

Yaklaşık bir hafta önce, hastaneye kaldırılmışdı.....

Kalbinden problem yaşıyordu........

Çünkü kalbe giden 3 damarı tıkalıydı.....

Bunun yanında şekeri varmış.....

Ayrıca da, tansiyonu yüksekmiş.....

Doktorlar cerrahi müdahale önermişler .....

Bu acı gerçekle, kendisinden sonra, eşi de yüzleşmişdi.....

Basın mensuplarının karşısına çıkıp, iyidir, iyidir diyebiliyordu....

Bilinemez, kendisinin de bu söylediklerine inanıp inanmadığını.....

Ve gelinen son noktada, Sayın UNAKITAN, Hacettepe Hastanesinden taburcu edilmiş ve Amerika'ya uçmuşdu....

Çünkü O, kendisini Atatürk'ün aksine, yabancı doktorlara emanet etmeyi uygun görmüşdü.....

Tüm bu gelişmeler sonrasında da, Sayın Başbakanın yerine, önce 3 aday tespit ettiği, sonrasında da Nazım EKREN'in vekaleten yerine bakacağı açıklandı.......

Anlaşılan o ki, Sayın UNAKITAN'ın aktif siyasi yaşamı artık, bir noktada son bulmuş ve Başbakanımız da yerine arayış içerisine girmişdi......

Evet değerli okurlar,

Sağlıklı yaşam, hiç bir şeye benzemiyor......

Atalarımızın güzel bir sözüdür, " Olmaya cihanda devlet, bir nefes sıhhat gibi...."

Evet, birilerine para kazandırayım derken, insanın yaşadığı streslerden sonra sağlığından olması gerçekten çok kötü bir duygu olsa gerek...

Çünkü, kendisine ilk günler geçmiş olsun dileklerini sunmaya gelecek olan partililer, para kazandırdıkları, iyilik gördükleri kişiler, sonraları, yavaş yavaş kendisini unutmaya başlayacaklardır......

Çünkü, bu tür olayların örnekleri çoktur......

Çünkü, artık O, Maliye Bakanı değildir.....

Çünkü artık O, herşeyden öte sağlığını yitirmiş ve olasıdırki eski mücadele gücünü de kaybetmiş bir insan olarak Allahın takdir ettiği süreci köşesinde tamalayacaktır.....

Olasıdır ki Başbakanımız, Onun Milletvekilliğini, dokunulmazlığının sürmesi ve hakkındaki iddialar nedeniyle yargı karşısında hesap vermemesi açısından devam ettirilmesi konusunda hassasiyet gösterecektir.....

Bence, hayatına riske edecek bunca çalışmalardan sonra bu vefa kendisine göstermelidir de....

Peki, değermiydi, birileri için bunca stresi yaşayıp, insanın sağlığını kaybetmesi?

Bence değmezdi.....

Hele hele iyilik yaptığı, para kazandırdığı 3-5 yandaşın karşısında, haklarının yendiğini düşünen milyonlarca insanı kaderiyle baş başa bırakarak onların ahıyla o koltuğu bırakmasına hiç değmezdi .....

DEĞERLİ OKURLAR,

DOKUNULMAZLIĞI KALDIRMA SÖZÜ VERMESİNE RAĞMEN, BUNU YERİNE GETİRMEYEREK HALKINA YALAN SÖYLEYENLERE, DEVLET OLANAKLARINI DOKUNULMAZLIK ZIRHI ARKASINDA YAKINLARINA PEŞ KEŞ ÇEKENLERE, KUL HAKKI YİYENLERE, BİZ DE YAPILACAK SEÇİMLERDE OYUMUZU VERMEMELİYİZ.....