- Kategori
- Siyaset
Aci içinde seyrediyorum...
Sayın okurlar: Ülkemizde olanları acı içinde seyrediyorsunuz.
Bir yanda PKK ve kuyruklarının azgınlıkları…
Yakılan Türk Bayrakları, ateşe verilen Atatürk heykelleri…
Diğer yanda “çözülme” sürecinde PKK’ya verdikleri tavizlerle olaylara sebep olanların (geçmiş ve şimdiki hükümet) hiç utanmadan, sıkılmadan hâlâ çıkıp konuşabilmeleri!..
Bir ulus buna daha ne kadar dayanabilir?.. Sabır taşı olsa çatlar!..
Aklı başındaki herkes soruyor.. Ülke nereye gidiyor.?
Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti , Nijerya, Somali , ya da mezhep ve aşiret savaşlarının yaşandığı Irak, Suriye, Yemen, Libya gibi mi olacak..
İnsanlar sokağa çıkmaya korkar oldu!..
Şehirlerde, AVM’lerde bombalar patlayacağı endişesiyle insanların yüreği ağzında!.. Ülke yanıyor, umhur başkanı Rize’de ,Başbakan Malatya’da bağırıp çağırıyor!..
Bağırarak, hakaret ederek devleti yönettiklerini sanıyorlar!..
Rize de Cumhurbaşkanı olarak değil, AKP Genel Başkanı gibi konuşuyor,
Başbakan ana muhalefet partisine “Hainler” diyor!..
Bu akılla elbette birleştirici olunamaz, sükuneti sağlayamazsınız!..
İkisi de Kılıçdaroğlu’na “Sana akıl mı sorduk, aklını kendine sakla” diye as bas bağırıyor adete onu küçümsemeye çalıyorlar. Yakışmıyor..
(Cumhurbaşkanları bağırmaz. Az ve öz konuşur. akur ve sakin durur.)
Düşman kapıda, siz muhalefetle uğraşıyor yarattığınız zor durumu muhalefete yıkmaya çalışıyorsunuz. Bunlar yetmezmiş gibi.
Televizyonlarda seyrettiniz. Uzaklarda değil, İstanbul da. Bir okulda başarılı öğrencilere çeşitli hediyeler veriliyor. O ilçenin kaymakamı türbanlı öğrenciye elini uzatıyor. Küçük türbanlı kız elini vermiyor. “Kaymakamın eli havada kaldı” ..
Aslında havada kalan kaymakamın eli değil sayın okurlar; havada kalan devlet…devlet…
O fotoğraf hem başımıza gelenleri anlatır, hem de gelecekleri…
Birer imam olarak yetiştirilen bu milyonlar yarın büyüdüklerinde, cumhuriyetin kaymakamı da eli de olmayacak. Bunu bilin.
Terfi için badem bıyık, umreye gitmek “yüksek lisans” yerine geçiyor.
Tesettüre selam çak “vali de olursun, Genelkurmay Başkanı da olursun.
Erkek eli sıkmanın haram olduğu öğretiliyor. Yirminci asırda.
Hamile bir kadının sokakta dolaşması edepsizlik…
Kadınların sesli gülmesi iffetsizlik…
Kızlı erkekli horon tepmek sakat iş derken, tango yapmak ayakta zina…
İnternete fotoğraf cinlere davetiye…
Balede tayt giymenin terbiyesizlik olduğu yerde, hâlâ imamdan cumhurbaşkanı seçtiyseniz olacaklar bu.
Bu günler tarih kitaplarında uzun uzun yer alacak…
Tarihçiler; bir milletin kendisine sunulan en mükemmel ve çağdaş yaşam biçimini, hele kızların-kadınların nasıl teptiğini uzun uzun anlatacaklar…
Bu fotoğrafı da kitaplarına bir ibret resmi olarak koyacaklar.
Altına da bir ülke de “Adam olmanın” nasıl ısrarla geri tepildiğinin, resmi olarak hem acı hemde alay edip gülerek koyacaklar.
Ey ikinci sınıf olmayı kabul eden, kadın-erkek eşitliliği istemeyen kadınlarımız inanın sizlere acıyorum. Daha da kötüleri hak ediyorsunuz.