Acı nedir, nasıl bir şeydir, kaç çeşit acı vardır, niye gelir, nasıl çekilir..

ACI NEDİR:

Acı, acı bir şeydir.
Aniden gelir-gider, değişik zaman dilimleri içinde kendini gösterir.
Erbabı, acı çekmediğinde -kendini tavşan boku gibi- hissettiğini,
-adeta yaşayamadığını- ve dünyaya -bir robot gibi tangırtungur baktığını-,
-madeni madeni konuştuğunu- özetle 'şallakmullak' olduğunu ifade etmektedir.

Acı ile acımayı karıştırmamak lazımdır.
Bir cenaze, bir fukara, bir kaza karşısında duyduklarımız -duyuyorsak-;
"Oh be! İyi ki de ben değilim." sevincinden ve 'ulan acımış gibi yapalım da
ele güne ayıp olmasın' ikiyüzlülüğünden ibarettir.

ACI NASIL BİR ŞEYDİR:

Tiryakilik yapan, hüzün, keder, efkar, gam dolu, çiçekten zarif,
balıktan daha besleyici, paradan, çikolatadan seksten
daha çok haz veren bir şeydir. Duygudur.
Oldurur doldurur olgunlaştırır, mest eder, derdest eder,
yenilmez eder, ortalıkta görünmez eder.
Kişiyi tadından yenmez eder.

KAÇ ÇEŞİT ACI VARDIR:

İki çeşit Acı vardır;
1- İnsani Acı
2- Hayvani Acı

Burada yalnızca İnsani Acı işlenmiştir
Hayvani Acı çok aşağılık olduğundan, işlenmeyecektir.
( Kin, nefret, ırkçılık, haset, hırs, -ben de isterim, ille de alıcam- krizleri,
tutkulara tutukluluk vs. gibi )

ACI NASIL OLUŞUR:

1- İnsanın 'kendini yontması' sırasında..
2- Yontma işlemiyle meydana çıkan 'farkındalık'la..
Oldurur, doldurur, oluşturur, olgunlaştırır.
Kişiyi tadından yenmez eder.

Canı istediğinde gelse de acı; özlemek, istemek,
çağırmak ve dürtüklemekten de geri kalınmamalıdır.
Acı çeken kişi, acı bir mutluluktan (evet mutluluktan) utanır hale gelir.
Çünkü insan olduğunu farketmiştir.
Mutluluk immün sistemi bozan bir şeydir.
Ama acının getirdiği mutluluk 'acı bir mutluluk' olduğundan sakıncası yoktur.
Hüzün katık edilerek hayat boyu yenilebilir yani.

ACI NİYE GELİR:

Herkese gelmez. Sevdiğine gelir. Nasıl ki çiftçiye ham kelek lazım olmayıp,
olgun kavun karpuz lazım ise, Tanrı için de bu böyledir.
Acının O'nun hediyesi olduğuna dair sağlam deliller elde edilmiştir.

ACI NASIL ÇEKİLİR:

Seve seve çekilir. Sevişilir.. Sevinilir.
'Allah canımı almasa da kurtulmasam' demiyorsa kişi, şansını tepiklemekle kalmaz,
Allah muhafaza ACISIZLAR SINIFINA girer ki değirmen eşeğinden beter olur.

ACISIZLIK:

Şans talih kader kısmet beş kuruşa. Vay vay vay! Anamanamanam!..
'Acımasızlık' veya 'Acınasılık' da denir.

Böyle olduğunda kişi, kolaydır işi.
Komşularına ve insanlara ve hayvanlara Aborjinler kadar uzak,
Eskimolar kadar soğuk, Moğollar kadar da vahşidir.
İkametgahında gece gündüz baamm! güüümm! gümbürtüler üretmekle..
Otomobilini yaya kaldırımına enlemesine park edip yayaları otoyoldan yürütmekle..
yaya ise karşıdan gelen hemşehrisine dirsek kol kafa atmakla..
Çöplerini malum yerine sokmayıp oturduğu yere, denize atmakla..
Parayı öyle-böyle kazanp üstüne oturmakla..
Otosunun veya motorunun egsozunu bozup geçtiği caddelerde
cemaatten yedi ceddine hayırdua! almakla..
Ulan ben bu köşeyi yazmak için bu programı yapmak için şu kadar para alıyorum da,
okuyan izleyen ne alıyor demeden sallamakla
Mektep bitti öğrenmek bitti - mantığı ile mantara basmakla..
Devlet malı deniz, iyi yüzenlerdeniz - yüzsüzlüğü ile...
Meşgul ise kişi, damakta, böbrek taşında sanır bu işi.

Derdim var derinde
Duramıyom yerimde
Ağlamam üzülmem hiç
Ben bu derdi yerim be....
(Bir yerli türküsünden)

İyi acımalar.

Prof. Hayrullah Höykürten (Mississippiyuppi Yerlilerinde Acı Anlayışı )