Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

04 Mayıs '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Acı Var mı Acı

Acı Var mı Acı
 

Görsel: Alıntıdır


Yaşadığımız hayatı ne kadar iyi yaşayabiliyoruz? Siz de zaman zaman kendinize bu soruyu sormuşsunuzdur mutlaka… Cevap bulabildiniz mi? Bulduğunuz cevap sizi tatmin etti mi? Aradığınız cevap bu muydu? 

Sabah kalkar kalkmaz yaptığınız ilk şey nedir mesela? Sinirli mi uyanırsınız, yoksa gözlerinizi açmak bir tonluk bir kayayı kaldırmak kadar zor mu gelir. Ya da kafanızı yastığın altına gömerek uyumaya devam etmek mi istersiniz? Kimi de kolunu bilinçsiz bir şekilde sağa sola sallayarak çalar saati susturmaya çalışır değil mi? Hele ki gece geç vakitlere kadar uyanık kalındıysa, dünyanın en zor şeyidir sabah erken kalkmak…

Çok sevdiğiniz bir dizi uzamış, geç vakitte bitmiş olabilir, güzel bir filmi geç saatlerde yayınlamış olabilirler, veya bilgisayarın başında oyun oynayarak zamanı geçirmişsinizdir de saatin farkına varmamışsınızdır. Belki de akşama yediğiniz yemekten sonra dişiniz ağrımaya başlamış ve bütün gece sizi uyutmayacak derecede devam etmiştir. Ya da reflünüz azmıştır gece gece. Dünyaya yeni merhaba diyen bebeğiniz gece boyu mızmızlamış da olabilir. Ya da gecenin olmadık yerinde eşinizle tartışmış, tartışmanın da etkisiyle gerilen sinirler uykunuzu paramparça etmiştir. Kimbilir, belki üst kat komşunuz gürültünün dozunu kaçırmıştır, ya da alt komşunun köpeği gece boyu susmak bilmemiştir.

Tam yatacakken fark ettiğiniz bozuk bir musluğu tamir etmeye çalışarak uykunuzu satmışsınızdır. Mahallenizdeki sokak ortası düğünü gecenin geç vakitlerine dek devam etmiş, mahalledeki diğer yaşayanlardan habersiz ve duyarsız düğüncüler zılgıtlar eşliğinde halay çekerek gecenize biber olmuşlardır. Yaklaşan ödeme günü nedeniyle kredi borcunu nasıl ödeyeceğinize kafanız takılmış ve yatakta ödeme senaryoları yazmakla da meşgul olmuş olabilirsiniz… Türlü türlü sebepler olabilir. İşte bu ahval ve şerait içinde sabahleyin de erken kalkmak zorundasınız. Çünkü işe gideceksiniz… Nasıl kalkacaksınız, nasıl kalktınız, nasıl kalkarsınız?…

Homurdana homurdana terliğinizin tekini ararken kafanıza gelen ilk şey ne olur acaba. Sizi uykusuz bırakan sebeplerden bir tanesi mi, o sebeplere kızgınlığınız mı, gün içerisinde yapmanız gerekenler mi? Yavaşça banyonun yolunu tutarken uyku ile uyanıklık arası süreçte beyninizi zonklatan bir şey olur mu? Elbette uykusuzluğun getirdiği zonklamayı saymıyoruz. Yüzünüzü buz gibi suyla yıkarken ayılma hissinin verdiği bir ferahlık var mı, yoksa dondurucu bir yüz yıkama eylemi mi yaptığınız? Kerhen yapmak zorunda olduğunuz bir şey midir dişlerinizi fırçalamak, yoksa dişlerinizin aynasında içinizdeki coşkuyu fark ettiğiniz bir tören mi?

Kendinize az da olsa geldiniz… Belki evden çıkmadan bir kahve ya da çay içeceksiniz. Yanında da kiminiz bir iki bisküvi atıştıracak, kiminiz tüttürecek, kimisi de hazır kahvaltı sofrasına kurulacak… Sıcak çaydan yudumlarken çayın size hissettirdiği nedir? Ya kahvenin tüten dumanına bakarken içinizden geçenler? Çatalınızı batırdığınız peynir parçası size sadece beyaz mı görünür? Bisküvinin kıvrımlarını mı sayarsınız bitirene dek?.. Yoksa gözünüz pencereden sokaklara mı takılır birden. Telaş içinde yürüyen, bir yerlere yetişmeye çalışan insanlar mıdır gördüğünüz? Korna sesleriyle irkilir misiniz? Sokak başında okul servis aracı, bir az ötesinde ona doğru hızlı adımlarla yürüyen okullu çocuklar…

Tam da sırasıydı şimdi, oldu mu yahu? Belki de bunu dedirtecek bir şey oluverdi o anda. O anda demediyseniz, ben şimdi demenizi sağlayacağım. İşte soruyorum; “Aşk Var mı Aşk?” Şimdiye dek tam da sırasıydı yani demediyseniz şimdi gönül rahatlığıyla diyebilirsiniz.

Yazıya “Yaşadığımız hayatı ne kadar iyi yaşayabiliyoruz?” diye başlayıp yazıyı bu aşamaya getirmek mantıksız da gelebilir. Deminden beri ne anlatıyorum, şimdi de ne soruyorum değil mi? Esasında sormak gerekiyor da, bunun bir sabah uyanarak evden çıkışınız ile ilgili ne olabilir diye de merak etmişsinizdir. Aslında direk olarak bir bağlantı yok tabi ki. Sormak istediğim hayatınız da aşkın var olup olmadığıdır.

Aşk var mı aşk? Hayatınız da aşk var mı? Nelere ve kimlere dair aşk var? İlk aşık olduğunuz anı hatırlar mısınız? Şimdi gelin bir kurgulamaca oynayalım. İlk aşık olduğunuz günü düşleyin. Ve bu dün olsun. Dün aşık oldunuz, aşık olduğunuzu anladınız, aşkınıza karşılık buldunuz vs herneyse… Yukarıda saydığım sebeplerden bir tanesi nedeniyle uykusuz kaldınız. Sabahleyin de uyanmakta güçlük çektiniz. Sabah uyandığınızda ne hissedersiniz? Nasıl kalkarsınız yataktan? Yüzünüzü yıkarken, ilk kahvenizi yudumlarken nasıl bir ruh hali içerisinde olursunuz?.. Her şey çok farklı olur değil mi? İşte bu yüzden “Yaşadığımız hayatı ne kadar iyi yaşayabiliyoruz?” diye soruyorum, bu nedenle “Aşk Var mı Aşk?” sorusunu yöneltiyorum. Aşk varsa her şey daha başka geliyor insana, öyle değil mi? Hele ki yeni aşk ise.

Eskileri de eskitmemek lazım o zaman. Her daim yenilemeli, yeniden ilk coşkuyu hissetmeye çalışmalı. Eskimesine izin vermemeli. Yoksa sorumu “Acı var mı acı” diye değiştirmeniz gerekecek. Aşk ve sevgi dolu günler dilerim… Sevgiyle kalın…

(Arşivden)

Murat HACIOĞLU

04.05.2014

www.murathacioglu.com

https://twitter.com/murathacioglu

 
Toplam blog
: 656
: 1708
Kayıt tarihi
: 08.12.08
 
 

Allah kimisine “Yürü ya kulum” demiş. Ben onu “Yürü, yaz kulum” anladım. Yürü anca gidersin manas..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara