Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

09 Nisan '09

 
Kategori
Felsefe
 

Açık kodlu yazılım: Anahtar

Açık kodlu yazılım: Anahtar
 

Modernizm sonrası çokluğun kendini yönetme olanaklarını geliştirmesi; karar alma becerisi ile birlikte demokrasi olanaklı hale geliyor. Çokluğun karar alma becerisini bilgisayar yazılımlarındaki açık kodlu kaynak hareketinin getirdiği yeniliklere bakarak algılayabiliriz.

Açık kodlu yazılımlar sürekli dünyanın dört bir yanından gönüllüler tarafından güncellenmekte olan yazılımlardır. Bu yazılımlar bu nedenle daha güvenli, ücretsiz ve üstündürler. Açık kaynak hareketine dahil programlara ne kadar çok insan ulaşır ve katkı sunarsa programlar o kadar çabuk gelişmekte ve yaygınlaşmaktadır. Bu model, bir karmaşaya ve enerji kaybına yol açmıyor, bir karlılığı yok, rekabet yok sadece ihtiyacı olanın kullandığı ve yenilenmesine gelişimine isterse katıldığı bir model.

Bu modeli toplum için tasarlarsak çokluğun demokrasisini; açık kaynak toplumu olarak algılayabiliriz. Yani açık kaynak kodunun herkese açık olduğu ve hepimizin koddaki “bug”ları temizlemek ve daha iyi ve yeni toplumsal programları hazırlamak için çalıştığımız bir toplum..

Şimdiki tek doğrucu; tekçi düzenlerin tam zıddı. Kimsenin bir başkasının egemenliğinde olmadığı ve iktidara gereksinim olmayan, kendi kendini yöneten ve sürekli gelişmeye açık bir yapı.

Bu sürecin temeli sürekli ve meşru itaatsizlik olanağı sunuyor olması. Çokluk için yükümlülük ancak karar alma sürecinde ve kendi aktif siyasal iradesinin sonucu olarak ortaya çıkar ve yükümlülük siyasal irade sürdükçe sürer. Yani sorunun varlığıyla beslenen; var olan yapılar oluşmaz, sorunun çözümü için sorun hangi ölçekte ise, o ölçekte bir araya gelinir, sorun çözülür ve yapı dağılır.

Bu tip karar alma becerilerinin yaygınlaşması ilk kez demokrasiyi olanaklı kılıyor. Demokrasinin olup olmadığı egemenlik ve iktidar ilişkilerinin olup olmadığı ile ilişkili. Yönetilmemeyi; yönetmemeyi becerdiğimizde ulaşacağımız bir durum mutlak demokrasi. Bu demokrasinin geleneksel anlamdaki doğrudan demokrasi ile de alakası yok. Her bir siyasal kararda oy kullanma anlamına gelmiyor.

Günümüzde toplumda devlet ve toplum dengeleri değiştikçe değişmeye zorlandıkça, egemenlik ilişkisindeki denge değiştikçe demokratik diye geçinen tüm sistemler mutlaka kendini korumak için bir tür şiddete sarılmakta. Bu yöntemler artık savunulamaz duruma geldi. Şiddete dayalı sorun çözme tercihleri düne göre daha yoğun ve güçlü küresel tepkilerle karşılaşmakta. Şiddet yasalarla ve ahlaki ilkelerle meşrulaştırılamaz halde olsa da varlığını sürdüren en önemli ayıp.

Saf tam demokrasi olanaklarının algısının yayılması egemeni daha saf tahakküm ve şiddet biçimlerine zorluyor. Şiddet olgusuna egemenin yöntemlerine başvurmadan karşı konulabilmeli. Demokratikleşme eğilimi egemenliğin karşısında barışçıl olarak konumlanabilmeli.

Mesele iktidarı almak, ordulara komuta etmek değil, bunların ortaya çıkma olasılığını bile ortadan kaldıracak yapılara kodlara ulaşmak. Bu bugünden yeni ilişkileri ve kurumları yaratma yönündeki tercihlerimize bağlı.

Kaynak : M. Hardt/ A. Negri “Çokluk” Ayrıntı yn.

 
Toplam blog
: 444
: 1284
Kayıt tarihi
: 13.09.07
 
 

MB zengin kültürel bir eksen; düşüncelerimizin buluştuğu, tartıştığımız, birbirimizi etkilediğimi..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara