Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Temmuz '11

 
Kategori
Deneme
 

Adâlet bakkalın kızıydı...İmlâya bayılırdı...

Adâlet bakkalın kızıydı...İmlâya bayılırdı...
 

Farklı bakış açısı :)


Sanat ,sanat için değil;toplum için olmalıdır...

Sanat,toplum için olursa,toplum sanatlanır...Sanatlanan toplum da güzelleşir...Ucubelikten kurtulur...

Toplum, sanatçılarla aydınlanır...

AYDINLANAN YÜREKLERDE ,MERHAMET OLUŞUR..

MERHAMETİN OLDUĞU GRUPLARDA ,ADÂLET OLUR..

'' Adâlet '' ,köşedeki bakkalın kızının adı olabilir...

Adalet isminde yargıç da vardır...

Adalet teyzemiz çok güzel yufka açardı...Ama her iki garibimin de başında şapkaları yoktu...Öylece yaratılmışlardı..

Adliye Zabıt Kâtibi Muadil Bey, çok güzel sözcük kullanırdı...Fevkalâdenin fevkınde...Muhteşem..Harikulâde becerirdi o işi...

ÇOK GÜZEL BLOG YAZARDI...

BLOG YAZMAYI ÇOK YEĞLEDİĞİNDEN MEŞHUR OLDU...

MEŞHUR OLUNCA,ÇOK ''PARALANDI ''...PARA ONU MUTLU ETMEDİ...AYAĞA DÜŞTÜ...

ADALET ,DÜŞÜNCE TEKME VURAN ÇOK OLUYORDU...NETEKİM DE ÖYLE OLDU...

Tavukçu'daki garson Adil...Adı Adil...Ama hayat ona Adil olamamış...O da adâlet aradı hep...

O'nun da üzerinde ''Şapka '' yoktu...

Üstelik başı keldi...

O halde muhteşem,wonderfull poet'ler döktürüyordu...

A'nın üzerinde ''Şapka '' olmalı mı ?..Olmamalı mı ?..Aklını bununla bozduğundan;pek gözel yazamıyordu son zamanlar...

Örneğin ...Benim gibi: '' Âdil '' yazamıyordu...Şahâne sesi vardı;ama imlâ kurallarını bilmiyordu...

Hep söylerdim ona...Bir şapka hatasından bi şey olmaz...diye...

-Bak...ben bile ...40 yıllık Hoca Mes'ud Efendi bile imla hatası yapabiliyordu...(İşte yine şapka koyamadım...vaah ki vaah...)

Yazık oldu Adil Efendiye...Adliyenin önünde taksi çarpmış...Buna adalet mi derim...Adliye önünde adaletsiz bir ölüm...

Yaşam boyu nasırından çok çeken Niyazi Efendi'nin tüm şiirleri de nasır üzerineymiş...

.............

Ne demiş P.Neruda :

Ağır ağır ölür alışkanlığının kölesi olanlar, her gün aynı yoldan yürüyenler, yürüyüş biçimini hiç değiştirmeyenler, giysilerinin rengini değiştirmeye yeltenmeyenler, tanımadıklarıyla konuşmayanlar. Ağır ağır ölürler... ........

Yani...Demem O'dur ki...Bir toplum ve aydınları haddini bilmez ise, süslü sözcüklerin,pembe hayallerin peşinde koşarken; bir harf uğrıuna birbirini doğrarkene,gece de üstü açık yatarsa ayvayı yer...

Bu yazım da tabi ki ''Eeeennn çoookkk okunanlardan olamaaaaz...'' aha da şuraya çiziktiri -yorum...Yorum yok !..

Olmazsa olmasın abi !..Dert değil !..Vatan sağolsun !..

Anlayan anladı...

Acı Çekmedim

Fakat acı çektim mi ?.. Acı çekmedim.

Sadece halkımın
acı çekmesinden ötürü acı çekiyorum. Yaşıyorum
içinde, yaşıyorum anayurdumda, bir hücre gibi
o sonsuz ve alazlı kanda.
Zamanım yok kendi acılarıma.
Kimse acı çekmemi sağlayamaz
bana temiz güvenlerini veren bu hayatlar olmadan,
ve bir hain gibi bıraktı ölü mağaranın
dibine vursun diye, ne ki geri döneceğiz
oradan ve yükselteceğiz gülü.

Cellat benim yüreğimi yargılasın diye
baskı yaptığında yargıçlara,
açtı o kararlı kitle,
halkım, o muazzam labirentini,
aşklarının uyuduğu o bodrumu,
ve orada tuttular beni, gözetleyerek
ışık ve hava gelinceye dek.
Söylemişlerdi: “Borçlusun bize,
sensin koyacak o soğuk işareti
o kötücül kirli isme”.
Acı çektim, sadece acı çekememekten ötürü.
Biraderlerimin karanlık hapishanelerinden
geçememekten ötürü,
bütün acılarımla bir yara gibi,
ve her bir topallayan adım yetişti bana,
senin sırtına inen her bir darbe paraladı beni,
senin şehadetinden her bir damla kan
kanayan şarkıma sızdı gitti.

Pablo Neruda

.........

Şâirleri haykırmayan bir millet,sevenleri toprak olmuş,öksüz çocuk gibi ise ,adam gibi şairleri,yazarları olmayan bir toplum kendini ateşe versin...

 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..