Ada sahillerinde bir gece

Bir güz ayının tam ortasında, gökyüzü acımasız, rüzgâr alabildiğine dört bir yanına savuru yordu. Ada sahillerinde sesiz ve sedasız mekânlar göz kamaştırıyordu usulca kendine has özelliklerini yansıtmaktaydı. Gökyüzünde bir parlatıcı yıldız ada sahillerinin gecelerini aydınlatmaktaydı. Ansızım rüzgâr şiddeti artırırcasına, denizin üstünden dalgaları alıp iskeleye sesini dinleyecek kadar bir uğultuyla kendini gösteriyordu. Geceye karışan rüzgâr uğultuları sahille boylarında tüm etkisi ile kendini göstermekteydi. Tüm gece boyu böyle mi? Devam edecek miydi? Yoksa bir an önce zevklerin doruğuna ermek isteyen iki aşkın sesini dinleyip bu uğultularına bir son mu verecekti. Doğru olan, zevki mutluluğa tercih etmek mi? Bu geceye damgasını vuran aşkların aydınlatması ve ne kadar süreceğini bilmeyen bu Ada sahillerindeki sevdalanmayı sorgulamak mı? Yoksa o anın verdiği mutluluğu paylaşmak, el ele tutuşmak geceyi yıldızlara yansıtarak hayatın tüm mucizelerini yaşaya bildiği kadar yaşamak mıydı? Ada sahillerinde geceye karışan rüzgâr uğultuları nihayet yavaşlanıyordu. Denizin o kendine has güzelliklerini yansıtıyordu tüm benliği ile iki aşkın gizemli gecesine, Bu güzel anları paylaşmak için var olan tüm gücüyle sevgilisine sarılarak hayatındaki en mutlu gecelerinde birini sahil boyu yaşamak istercesine bağırmak istiyordu. Geceye damgasını vuran hepsinden en önemlisi aşkını haykırmaktı. Avazı çıktığı kadar haykıra bildi. Mutlu olmak Onun için her şeyden üstündü. Ada sahillerindeki kumsal, deniz ve yıldızlar onun aşkını haykırmaya yardımcı olmuşlardı. Ve ansızım rüzgâr şiddetini artırıyordu. Denizde dalgalar çok şiddetli kumsala vurmaya başladı gece boyu.