- Kategori
- Aşk - Evlilik
Adadaki adam...

Sustuğumla söylediğim arasında bir yerde duruyorum şimdi. Ne kötüdür "artık önemi yok" demek. "Sussam da söylesem de aynı" demek ne zordur... Anlamını yitirdi sana dair herşey. Sana bakışım daha çıplak şimdi, aklımın büyüsünden yoksun. Kendi gerçeğinde öylece duruyorsun karşımda. Ne acı...
Seni düşünmek güzeldi. Bir ada üzerinde dünyadan bağımsız dururdun. Gökyüzüne asılı kalmış küçük bir ada parçası ve üzerinde sen. Dünyanın kirine pasına bulanmamış tek bir kalp. Belki biraz yeşil belki biraz umut. Öylece dururdun aklımın bir köşesinde. Ne zaman dünyanın gerçeğinden kaçmak istesem sığınırdım o adaya. Cennet umuduyla yaşayan bir ruh gibiydim...
Aklımı kaçırmış olmalıyım derdim. Ve gülümserdim kendi deliliğime. Aşk neydi ki zaten; Küçük bir delilik hali. bir gün akıllanacağını bildiğin ve seve seve kucağına atladığın bir delilik. Dünya üzerinde gayet akıllı yaşayıp duran zır delilerden biri iken kaçıp saklandığın bir yer. Gerçekten sıkıldığın zamanlarda hayatın sana insan kılığında sunduğu bir armağan. Aklının o tuhaf büyüsünde masal kahramanına dönüştürdüğün bir adam karşısından aşktan kör olmuş bir kadın. Yalan...bile isteye inandığın koca bir yalan.
Şimdi dünya ve onun gerçeği içinde şaşkın şaşkın duruyorum. Unutmuşum gerçeği. Çok uzak kalmışım ondan. Bir tek sana bakmışım ardımda gerçekleri bırakıp. O adanın yitip gitmesiyle kalıvermişim boşluğun ortasında. Şimdi geride bıraktığım gerçeğe dönmenin ve bakmadan yürüdüğüm o yolu yeniden yürüme zamanı... dünyanın gerçeğine yeniden alışma zamanı...
Hoşçakal adadaki adam...Hoşçakal...Şimdi ben kendime bir ada olmak zorundayım...Tek başıma durmak zorundayım o ada üzerinde...Belki bir ağaç belki bir kedi ama her zaman tek başına...
Hoşçakal...
RESSAM:Guiseppe Mariotti
Seni düşünmek güzeldi. Bir ada üzerinde dünyadan bağımsız dururdun. Gökyüzüne asılı kalmış küçük bir ada parçası ve üzerinde sen. Dünyanın kirine pasına bulanmamış tek bir kalp. Belki biraz yeşil belki biraz umut. Öylece dururdun aklımın bir köşesinde. Ne zaman dünyanın gerçeğinden kaçmak istesem sığınırdım o adaya. Cennet umuduyla yaşayan bir ruh gibiydim...
Aklımı kaçırmış olmalıyım derdim. Ve gülümserdim kendi deliliğime. Aşk neydi ki zaten; Küçük bir delilik hali. bir gün akıllanacağını bildiğin ve seve seve kucağına atladığın bir delilik. Dünya üzerinde gayet akıllı yaşayıp duran zır delilerden biri iken kaçıp saklandığın bir yer. Gerçekten sıkıldığın zamanlarda hayatın sana insan kılığında sunduğu bir armağan. Aklının o tuhaf büyüsünde masal kahramanına dönüştürdüğün bir adam karşısından aşktan kör olmuş bir kadın. Yalan...bile isteye inandığın koca bir yalan.
Şimdi dünya ve onun gerçeği içinde şaşkın şaşkın duruyorum. Unutmuşum gerçeği. Çok uzak kalmışım ondan. Bir tek sana bakmışım ardımda gerçekleri bırakıp. O adanın yitip gitmesiyle kalıvermişim boşluğun ortasında. Şimdi geride bıraktığım gerçeğe dönmenin ve bakmadan yürüdüğüm o yolu yeniden yürüme zamanı... dünyanın gerçeğine yeniden alışma zamanı...
Hoşçakal adadaki adam...Hoşçakal...Şimdi ben kendime bir ada olmak zorundayım...Tek başıma durmak zorundayım o ada üzerinde...Belki bir ağaç belki bir kedi ama her zaman tek başına...
Hoşçakal...
RESSAM:Guiseppe Mariotti