Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Haziran '12

 
Kategori
Sosyoloji
 

Adalar Belediye Bşk. Dr. Mustafa Farsakoğlu: Belediye bir parti kurumu değildir

Adalar Belediye Bşk. Dr. Mustafa Farsakoğlu: Belediye bir parti kurumu değildir
 

(Yukarıdaki çizim sanal ortamdan alınmıştır)


Bir göreve gelebilmek bazı tecrübeler yanında bilgi birikimini de gerektirir

Adalar Belediye Başkanı Düziçili hemşehrimiz siyaset bilimci Dr. Mustafa Farsakoğlu Düziçi ile İstanbul'da aldığı temel eğitimleri izleyen yıllarda Adıyaman Valiliği'ndeki kaymakam adaylığından sonra (1978), Tunceli-Nazımiye, Trabzon-Arsin'de kaymakamlık görevlerinde bulunur. Askerlik görevini 1981-1983 yıllarında asteğmen olarak Isparta-Eğridir, Tunceli ve Elazığ’da yerine getirdi.

1991'de Ankara'da birincilikle bitirmiş olduğu İngilizce kursundan sonra; yabancı dil eğitimi ve mesleki araştırmalar yapmak üzere gittiği ABD’de (1) yıl kaldı. Muğla Vali Yardımcılığı ile Tekirdağ- Muratlı Kaymakamlığından sonra 1996-2001 yıllarında, İstanbul Adalar Kaymakamlığının ardından Yalova Vali Yardımcılığı görevlerinde bulundu. 

'1995 yılında İstanbul Üniversitesi’nde Kamu Yönetimi Ana Bilim dalında yüksek lisans yaptı. 2003 yılında aynı Anabilim dalında doktorasını tamamladı. Yeditepe Üniversitesi, İstanbul Ticaret Üniversitesi, Maltepe Üniversitesi ve Ahmet Yesevi Uluslar arası Türk- Kazak Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalıştı.'(Alıntı yeri: Adalar.bel.tr)

'2006'da emekli olduktan sonra; Yeditepe Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Görevlisi ve Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdür Yardımcısı olarak çalışma hayatına devam eden Dr. Mustafa Farsakoğlu' (Alıntı yeri: Adalar.bel.tr) yıllar içerisinde siyaset konusundaki bilgilerini uygulayabilmek için önce belediye başkanlığından başlamak gerektiğini düşünür. Bu amaçla 1996 ve 2001 yılları arasında Adalar Kaymakamı olarak beş yıl hizmet ettiği Adalar İlçesine CHP adayı olarak 29 Mart 2009 Yerel Seçimlerinde Adalar İlçesinde almış olduğu %53'lük oy oranı ile Belediye Başkanı olarak döner.

Böylece bir Üniversite Hocası olarak kuramsal bir biçimde siyaset ve kamu yönetimi dersleri veren Dr. Mustafa Farsakoğlu meslek hayatında da sık sık karşılaştığı değişik içerikli siyaset ortamı içinde Adalılar için bir kez daha kollarını sıvar.

2B uygulamaları Adalar için bir tehdit olabilir mi?

On gün önce Heybeliada'da bir orman yangını çıktı. Bu durum Adalar için hiç de hayra alâmet değildi. Çocukluk çağlarımdan beri bilirim ki bazı gözü açıklar Devletin arazisini de toprağını da usul usul zimmetine geçirir. Bu konuda nice yasal yollar ile 'orman kanunu' yollarını kullananlar da vardır. Bu kişiler gerekir ise tarlasının ucundan az ötede bulunan birileri ormanlık alanları da yakarak öncelikle kendisi için ya da başka birileri için tarla açarlar. Gerekir ise Kolcu adı da verilen Orman Bekçileri ile bıçaklı, silahlı kavgaya bile tutuşurlar idi.  

Bu gibi acı durumlar bilinen gerçektir. İşte bu gibi alanlara 'siyasi' destekler ile ya da 'göz boyamacılık' ile kondurulan konaklar, villalar, oteller, fabrikalar, siteler ve bazı mahalleler Şubat ayında yasalaşan ve kısaca 2B olarak bilinen kanun çerçecesinde öncelikle 'burası benimdir' diyenlere rayiç fiyatlar üzerinden peşin olarak ya da taksitle satılmaya başlanacak. Ülkemizde 'hukuk' ya da 'adalet' adına bugüne kadar 'nereden buldun yasası' çıkartılmamış olduğu için her türlü alış verişte olduğu gibi söz konusu arazilarin satıiında da nice 'kara para çuvalları' bir kaç işleme bağlı olarak aklanacaktır. İşte o zaman kimse hiç bir şom ağızlının bayramlık ağzını kapatamaz, bence.

Bu kapsamda şunu ekleyeyim ki Adalar kendi özel durumlarınan dolayı diğer kentleşme yaklaşımlarından ayrı değerlendilmelidir. Bu konu özellikle Adalar için doğal çevre, anıt eserler, ulaşım, yazlık kışlık olma durumuları ile çevrelerindeki balık avcılığı gibi özel durumlar göstermektedir. Kaldı ki Adalar'ın kentleşebilme ya da imara açılması gereken alanları konusunda da hiç bir araştırmam ve soruşturmam olmamıştır. Anlaşılacağı üzere bir 'tabiat harikası' olan Adalar; özellikle çağdaş kentleşme bakımından yıllardan beri 'alarm' vermeye başlamış bulunuyor. Öncelikle bilelim ki Adalar yaban hayatı ile kıyıları bakımından ne kirletilmeye ne de teknoloji atıklarına teslim olunamayacak bir bütündür. Bunu bilenler bilir.

Yeniden Adalar'daki 'yeşil alanların geleceği' konusuna dönecek olursam, şunları yazmak istiyorum: Yıllar sonra yasalaşan ancak ivedilikle ve satın alınacak yerlerin özel durumları düşünülmeden ve geniş katılımlı yerel komisyonların onayı da alınmadan genel satışa sunulan araziler (ki 2B arazileri olarak ünlenmiş bulunuyor!) bakımından Adalar'daki kıyılar ile ormanlık alanlar umarım talan edilmez. Ancak görünen o ki 2B kapsamında satışa çıkartılan kıyılar, yamaçlar, yaylalar ile kimi köyler ile mahalleler korkarım yakın bir gelecekte asıl yerlilere ya da o topraklara emek harcayanlara değil de kimi sonradan görmeler ile nice kara para sahiplerine yar olacaktır. İnşallah bize binlerce yıllık bir tarihi de sunan atalar mirasımız Adalar da söz konusu 2B kapsamında binlerce vurgun yemeyecektir. Bu konuda başta Adalar Belediyesi olmak üzere İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı da üstüne düşen sorumlulukları tez elden yerine getirmeye başlasınlar. Çünkü Adalar'ın toprakları korunamaz ise orada oluşabilecek beton yığınları arasında 'şehricilik' adına yol almaya çalışmak ne işe yarar! Benden söylemesi: Yarın çok geç olabilir.

Adalar İstanbul'un mutena semtlerindendir

İstanbul'un İncisi olarak da adlandırılan Adalar Marmara Denizinin kuzeyinde ve Anadolu yakasına çok yakın yan yana  irili ufaklı dokuz (9) adadan meydana geliyor. 2000'de 18.000'e yaklaşan Adalarda bugün yaklaşık 14.000 kişi oturuyor. Yaz aylarında Adaları yazlık olarak seçenler ile bu nüfuz  50.000'e yaklaşıyor. Bu yüzden Adalardaki belediye hizmetleri her bakımdan yoğunluk kazanıyor. Bu adalar Büyükada, Heybeliada, Burgazada, Kınalıada, Sedefadası, Sivriada, Yassıada, Kaşık Adası ve Tavşan Adası adlarını taşıyor. Doğu Roma ya da Bizans İmparatorluğu çağlarında Prens Adaları olarak adlandırılan adalar Osmanlı Türklerince Kızıl Adalar diye adlandırılmış. Bugüne kadar bir kaç kez görmüş olduğum Kınalıada, Heybeliada ile Büyükadayı  bence İstanbul'un en mutena semtlerinden biridir. Eskiden var olan ulaşım sorunu bazı pürüzlerine rağmen çözülmüşe benziyor. Bu gidişimde bir gece kaldığım Heybeliada, umarım ileride uzun süre kalabileceğim bir yer olur, diye düşündüm uyandığımda.

Adalar Belediye Başkanı Dr. Farsakoğlu eleştiriler açık

Adalar Belediye Başkanlığına gelene kadar kuramsal olsa da yaşamış olduğu pek çok olayları da içeren konularda, çoğu yöneticide bulunmayan alanlarda kendisini yetiştirmiştir. Bu kapsamda onun; 'Kamu Yönetimi, Kriz ve Afet Yönetimi, Liderlik ve Çatışma Yönetimi, Anayasa ve İdare Hukuku, Yerel Yönetimler, e-Devlet Uygulaması, Demokrasi ve İnsan Hakları ve İnsan Kaynakları Yönetimi alanlarında lisans ve lisansüstü programlarda dersler, konferanslar, seminerler ve hizmet içi eğitimler' vermiş olması Düziçili Mustafa Farsakoğlu'nu bize daha iyi anlatabilecektir.

Adalar Belediye Başkanlığındaki makam odasında yaklaşık yirmi üç gün önce gördüğüm ve kısaca geçmişi de yad ettiğimiz Mustafa Farsakoğlu görevinin bilinci içinde dopdolu idi. Devlet terbiyesi nasıl bir şeymiş bunu bir kez de onun davranışlarında görmekten mutlu oldum, desem yeridir. Kendisine yaklaşanları  ilgi ile dinliyor, sesini yükseltmeden konuşuyor, sözünü uzatmıyordu. Hazır cevaptı yine. Bu yönü ile şimdi Sudan'da bulunan Ağabeyi Ahmet'i hatırlattı bir ara bana. Bu düşüncemde, yaklaşık kırk yıldan bu yana görüşemediğimiz ve o günler içerisinde İstanbul'da olduğunu bildiğim Ahmet'i de görmek isteğim de vardı sanırım. Onun bu tavırları hiç kuşkusuz yılların içinden gelen bir birikime bağlıydı. Özellikle son olarak 1994'te Muğla Vali Yardımcılığındaki çalışmalarını da yakından gördüğüm Sevgili Mustafa buradaki görevine de yakışıyordu. 

Ankara'da başlayan çalışma  hayatlarına İstanbul'da devam ederek sonunda emekli olan Ahmet ile Sibel kardeşler de on üç yıllık Adalı olarak bizim konuşmalarımıza katılıyorlardı yeri geldikçe. Özellikle çok bilmiş Ahmet Kardeşimin görmüş olduğu bazı açmazları da dile getirmesi Başkanın ilgisini çekiyordu. Adalılar olarak ilk kez karşılıklı olarak konuşuyorlardı. Her şey birden gerçekleşmiyor; çoğu çevre sorunları ise kişilerde başlayıp yine kişilerde bitiyordu. Başkan Farsakoğlu'na göre belediyecilik yalnızca ne temel alt yapılar ne de çevre idi. Sorunların başında Adaları kara araçları trafiğinden kurtarmak ve uluslararası turizm için gerekli işleri de bir an önce gerçekleştirmekti. Ona göre Belediye Başkanlığı olarak 'kültürel koruma' ve 'çevresel koruma' konuları birbirini bütünleyen özler taşıyordu. Bu alanda gerçekleştirilen çalışmaların da yeterli olmadığını söyledi ek olarak. 

Adalar Belediyesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile işbirliği yaparak her şeyin en güzeli gerçekleştirebilir

Onun bu çalışmasında yakın çalışma arkadaşları ile belediyenin diğer çalışanları kadar Adalar Belediye Meclisi üyelerinin de payı büyüktür. Ayrıca öğrendiğime göre bu kapsamda Dr. Mustafa Farsakoğlu göreve geldiğinden bu yana yirmiye tasarısını gerçekleştirmiş. Bunlar stratejik plan'dan 2010 AKB İstanbul'un Avrupa Kardeş Şehirleri Festivali'ne, Büyükada Hamidiye Camisi Düzenleme Projesi'nden Adalar ilçesinde ihtiyaç Duyulan Asfalt, Kilit Taşı, Bahçe Bordum ve Bank Metrajları'na kadar uzanıyordu.

Başkan Farsakoğlu'nun konuşmalarından da anladım ki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da onun çoğu çalışmalarına büyük bir destek veriyor. Ortaya çıkan bir kaç sorundan dolayı makul bir anlaşmaya vardıklarını İstanbul'a gitmeden önce öğrenmiştim ki özellikle Adaların simgesi olan Atlı Faytonlar yerine Elektrikli Fayton uygulamasından şimdilik de olsa vazgeçilmiş olması bunun bir başka kanıtı bence. 

Adalar Belediyesinin devam eden tasarıları ya da resmi söylem ile yazacak olursam çalışmaları süren 'projeler' ise kırka yaklaşıyor. Bu projeler: Heybeliada Uluslararası Müzik Araştırma Merkezi Projesinden Adalar'da Motorlu Hizmet Araçlarının Akülü Araçlara Dönüştürme Projesine, Ulusal ve Uluslararası Birliklere Katılım (Slow-City, Euro Med, Euro City, Sağlıklı Kentler Birliği) Projesinden Maliye Hazinesi, İBB ve İl Özel İdaresi'nden Gerekli Taşınmazların Tahsisinin Sağlanması Projesine,Gırgırla Avlanma Yasağı Sınırlarının Geliştirilmesi Projesinden Adalarda Plastik Poşet Kullanımının Alternatif Yöntemlerle Azaltılması Projesine kadar sıralanabilir.

Bir belediye başkanı hizmetlerinin sunumunda kendisine oy versin ya da vermesin ayrımcılık yapmamalı

 Büyükada ile Heybeliada'da kalmış olduğum bir buçuk gün içerisinde kendisine oy versin ya da vermesin çoğu Adalı Başkan Farsakoğlu'na gerekli desteği veriyor. Bir kaç esnaftan, özellikle Karadeniz kökenli kardeşlerimizin çoğunun Adalar ile ilgili çözümler için Başkanın yanında olduğunu öğrenmek Başkan Farsakoğlu'nun etkin bir görev bilinci ile çalışmakta olduğunun da bir göstergesi benim için. Onların bu çabasında 'şu parti ya da bu parti değil Adalara hizmet' gibi önemi bir ortak buluşma konusunun varlığı da bilinen bir gerçek. Bu hizmet sunumlarında 'ayrımcılık' ya da 'tarafgirlik' anlayışının yer almadığını anladım Adalar Belediyesinde. Özellikle çevre koruma, evcil hayvanlar, iletişim ve esnafın kıyıya doğru kayma eğilimleri için uygulanması gereken kurallar bakımından titiz bir çalışma içinde gördüm görevli arkadaşları. Birbirinden kopuk ve ulaşım sorunları da yaşayan adalara hizmet yetiştirmek için için belki sayıları azdı. Ancak Başkanından temizlikçisine kadar hepsinin büyük bir titizlik ve ivedilik içinde çalıştığını gördüm Büyükada'da geçirdiğim iki saat içerisinde. Görüştüğümüz günün akşamı Sevgili Mustafa'nın kısa ve özlü konuşmasında söylediği kimi sözler sanırım çoğu kamu görevlisi için de rehber olacak niteliktedir. 

Dr. Mustafa Farsakoğlu: Belediyeler halka hizmet için vardır; bir partinin uzantısı değildir

Konuşmalarımdan aklımda kaldığına göre Adalar Belediye Başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu diyor ki: Belediye bir parti kurumu değildir. Belediye başkanları bir partiden aday gösterilerek çoğunluğun oyunu almış olsalar bile belediyeler bir parti kuruluşu ya da her hangi bir partinin uzantısı değildir. Bir kamu kurumu olan belediyeler halka hizmet için vardır. Halka hizmet götürmek halkla işbirliği kurularak gerçekleşebilir. Belediye başkanları bu konuda ne kadar çaba harcasalar da herkesi memnun etmek zordur. Bakanların arkasından olumlu sözler kadar olumlu olmayan sözler de söylenir! Herkesin kişiliği kendine göredir. Belediye başkanları hiç bir ayrımcılık yapmadan 'iyi işler' yapmak zorundadır. Kendisi işlerini iyi yapar ise karşısındaki kişilerin de işlerini;  iyi olduğu kadar yürürlükteki yasalar ile yönetmeliklere ve Belediye Meclisi kararlarına göre yerine getirmeleri gerekir.

Düziçili kardeşimiz  Siyaset Bilimci Dr. Mustafa Farsakoğlu ile çalışma arkadaşlarına, kendisini seven ve sayan Adalar İlçesi halkına en iyi hizmetleri sunmak yolunda mutluluk ve esenlik dolu yıllar dilerim.

 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..